Geleceğin Trendi: Gemilerle CO₂ Taşımacılığı
CO₂ (karbondioksit), yanıcı olmayan ama sıvılaştırılabilen bir gaz. Okyanus tabanında büyük miktarda bulunan bu gaz hem çevreye verdiği zarar hem de sanayide giderek artan kullanım alanları nedeniyle son dönemde dikkatleri üzerine çekiyor. Peki, bu gazı gemilerle taşımak mümkün mü?
Gazların Denizdeki Yolculuğu
Bugün deniz taşımacılığında birçok gaz sıvı formda taşınıyor. Örneğin, LPG (likit petrol gazı) olarak bildiğimiz butan ve propan ya da LNG (likit doğal gaz, yani metan) uzun zamandır özel tankerlerle limanlar arasında taşınıyor. Bunun nedeni gayet basit: Gazlar sıvı hale getirildiğinde çok daha az yer kaplıyor ve depolanması mümkün oluyor. Bu taşımalar için özel gemiler, kompresör sistemleriyle donatılıyor. Yani her gazı böyle taşıyamıyorsunuz; ancak sıvılaştırılabilen gazlarda bu yöntem işe yarıyor.
CO₂’yi Diğerlerinden Ayıran Özellik
Bir gaz incondensible değil ise yani sıvılaştırılma özelliğine sahip değilse o gaz likit hale geçmez. Azot ya da inert gazlar gibi sıvı hale getirilemeyen gazlar var. Ama CO₂ farklı. -35 derecelerde sıvı hale geçebiliyor. Bu nedenle açık deniz platformları veya özel jeneratörler yardımıyla ayrıştırılıp sıvılaştırıldıktan sonra depolanabiliyor. Daha sonra ise tıpkı LPG ve LNG gibi özel CO₂ tankerleriyle taşınması mümkün.
Neden Bu Kadar Önemli?
Paris İklim Anlaşması ve küresel emisyon hedefleri ortadayken, karbonun sadece zararlı bir gaz olmaktan çıkıp sanayiye, inşaata, hatta gıda sektörüne hammadde olarak geri kazandırılması büyük önem taşıyor. Yani mesele sadece taşımak değil, çevreye zarar veren CO₂’yi değerli bir ürüne dönüştürmek.
Avrupa Çoktan Harekete Geçti
Norveç, Danimarka ve İngiltere şimdiden bu konuda ciddi yatırımlar yapmaya başladı. Norveç’in Northern Lights JV (Kuzey Işıkları) projesi kapsamında inşa edilen CO₂ tankerlerinden dördüncüsü tamamlanmak üzere. Ayrıca Norveç hükümeti “Longship” adlı projeyi hayata geçirerek bu alanda Avrupa’nın en büyük iklim girişimine imza attı.
Bu yeni nesil CO₂ tankerleri çevreci özellikleriyle öne çıkıyor. LNG yakıtıyla çalışan gemiler, dizel ya da fuel oil kullanmıyor. Yaklaşık 7.500 ton taşıma kapasitesine sahip bu tankerler, 130 metre uzunluğunda ve 22 metre genişliğinde tasarlandı. İlk operasyonlarına 2025 yazında başladılar bile.
Peki Türkiye Ne Yapmalı?
Denizcilikte köklü bir geleneğe sahip olan Türkiye’nin bu trendi yakalaması kritik. Sadece alıcı değil, satıcı konumuna geçtiğimizde küresel güç dengelerinde daha etkin bir rol oynayabiliriz. Özellikle sanayi, gıda ve inşaat sektörlerinde ucuz ve güvenli hammaddelere yönelmek, gelecekte önemli bir avantaj sağlayacaktır. Türk denizciliğinin gücü ve tecrübesi ortada. Önemli olan bu yeni gelişmeleri lehimize çevirmek ve gecikmeden harekete geçmek.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.