1. YAZARLAR

  2. Osman ÖNDEŞ

  3. 20TH Century Fox Başkanı Spyros P. Skouras İskenderun'da
Osman ÖNDEŞ

Osman ÖNDEŞ

Gazeteci, Yazar ve Tarihçi

20TH Century Fox Başkanı Spyros P. Skouras İskenderun'da

A+A-

20th-century-fox.jpg

Amerika’da 20th. Century Fox Stüdyolarının ve Prudential Lines Denizcilik şirketinin sahibi olarak mucizeler yarattı.O kişi Spyros P.Skouras’tı.

20th-century-fox-baskani-spyros-p-skouras-iskenderunda.jpg

Soldan sağa: İskender Botros (Mersin İskender Botros Gemi Acenteliği), Bayan Barbara Skouras, Hadrapoulos (Prudential Lines Genel Müdürü), arkada ayakta 20th Century Fox Başkanı Spyros Skouras (1893-1971) İvon Butros (Ernest Butros'un annesi), Maria Pia Butros ve eşi Ernest Butros (1926-1987) İskenderun Deniz Kulübündeki davetinde (1960).

Spyros Skouras, 1893’de Yunanistan’ın Mora Yarımadasında Elia bölgesindeki çok fakir ve küçük köyünde Panagiotis isimli on çocuklu bir çobanın beş erkek çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Beş kız ve beş erkek çocuktular.

1907’da en büyük kardeşleri Charles P. Spyros Amerika’ya göçetti ve Missouri, St. Louis’te çok basit işlerde çalışarak yaşamını kazanmaya başladı. 1910’de iki kardeş; George (14) ve Spyros P. Skouras (17) Amerika’ya ağabeylerinin yanına göçettiler ve St. Louis’de kendilerine iş imkanları aramaya başladılar. Tek kelime İngilizce bilmeyen çok basit bir köyden gelen üç kardeş 1913’de Amerika vatandaşı oldular.

Üç kardeş zamanla Hollywood’un, daha açıkcası dünyanın en büyük flim stüdyosu 20th. Century Fox’un sahibi ve yaratıcı isimleri haline geleceklerdi. Ancak onlar böylesine yükseklerdeki parıldıyan bir yıldız oluncaya kadar çok basit otellerde barmen olarak, otobüslerde biletçi olarak çalıştılar. Ücretlerinden artırdıklarını biriktirdiler ve 1914’de 3.500 dolarları olmuştu. Amerikaya göçetmiş iki Yunanlı ile birikimlerini ortaya koyarak günümüzde Kiel Opera Binası’nın olduğu 1420 Mark Caddesi’nde ilk çok mütevazı sinemalarını açtılar. Bu tiyatroya “Olympia” adını vermişlerdi. Eğlence dünyasındaki yatırımları diğer sinemaları satın alarak bundan sonra birbirini izledi.

ambassador-theatre.jpg

Skouras Kardeşlerin kurdukları ihtişamlı sinemaların en önemli ilk örneği 1926’da birkaç milyon dolar harcanan Ambassador Theatre oldu. 1966’da bu muhteşem bina yıkılmıştır. 

Üç kardeş film ve sinema dünyasının yaratıcıları arasında yeraldılar. Charles P.Skouras birsüre sonra Fox Coast West flim yapım devinin genel müdürü ve başkanı seviyelerine yükseldi. Spyros P. Skouras 1919’da Amerika Hava Kuvvetleri’ndeki askerlik hizmetinden St. Louis’e döndüğünde kardeşleriyle yine sinema dünyasına yönelik çok hızlı çalışmalarına devam etti. 1920’de İtalyan asıllı Saroula Bruiglia ile evlendi. Bu evliliklerinden Daphne, Diana, Dioysia ismi verdikleri üç kızları ve Spyros ve Plate adını verdikleri iki oğulları dünyaya geldi. 1926’da St. Louis’te Paramount dahil 37 sinemanın, ayrıca Kansas City ve Indianapolis’teki sinemaların çoğunun sahibi ya da işleticisi olmuşlardı.1942’de bu sayı 563’e yükselmiştir.

1924’de 400.000 dolar gibi bir sermaye katılımıile St. Louis’te otuzdan fazla sinemanın sahibi haline geldiler. Beş yıl sonra tüm sinemaları Warner Brothers’a sattılar ve Amerika’nın doğu yakasına göçederek film dünyasındaki başarılarını daha da erişilmez hale getirdiler. Bundan sonraki yaşamlarında mucizeler yaratan bu üç genç Fox Film şirketi’ni hayata geçirdiler. Kurdukları Skouras Brothers Co. ile St.Louis’te dünya seviyesinde bir sinema hayal ediyorlardı. Bu hayallerini 1926’da 5.5 milyon dolar yatırımla Ambassador Tiyatrosu ile gerçekleştirdiler. Bu bina   1939’da yeniden New Fox Theatre olarak açılmıştır.

Skouras kardeşler 1932’debirlikte 500 Fox-West Coast tiyatro, sinema zincirini yönetir oldular. Spyros P.Skouras flim yapımcılığına olan derin ilgisiyle çok daha hızlı bir büyüme kaydetti. Bu arzusuna 20th Century Fox’un en büyük hissedarı olduğu gün ulaştı. Fox ile 20th Century film grubunun 1930’da birleşmesine öncülük ettiler.

1938’de Spyros P.Skouras’ın aylık maaşı 254.000 dolardı ve bu haliyle Amerika flim dünyasında en yüksek gelire sahip beşinci isim oluyordu.

9 Nisan 1942’de 20th.Century Fox’un başkanı vefat edince, yerine başkanlık görevini üstlendi ve bu görevde 1962’ye kadar kaldı. Başkanlık yıllarında The Oxbow Incident (1943), Winged Victory (1944), State Fair (1945), Miracle on 34th Street (1947), All About Eve (1950), Twelve O’Clock High (1951), Gentlemen Prefer Blondes-Bazıları Sarışınları Sever (1953), Carousel (1956), The Diary of Anne Frank-Anne Frank’ın Hatıra Defteri (1956), South Pasific-Güney Pasifik (1958), TheHustler (1961) gibi birbirinden ses getiren flimlere öncülük etti.

marilyn-monroe-1954.jpgMarilyn Monroe’yu yarattı
Spyros’lar sadece 20th Century Fox’un en büyük hissedarı olmakla kalmadı, aynı zamanda 1950 sonlarında kardeşleriyle beraber National Theaters, Fox West Coast Theaters, United Artists Theater Circuit, Skouras Theaters, Magna Corp ve Todd A-O’nın en büyük hissedarları haline geldiler. Skouras hisseleri 1952’de Schencks, Warners, Schuberts gibi Amerika film endüstrisinin devlerinin veya kendisi gibi Amerika’ya göçetmiş Yunanlıların erişemediği bir rakama 108 milyon dolara varmıştı. Film dünyasındaki en çok ses getiren bir başarısı Norma Jeane Mortenson isimli çok özel diye anlattığı bir sarışın kadını birkaç yıl sonra 20th.Century Fox’un seks yıldızı haline getirmesi ve bu yıldızın Marilyn Monroe olarak efsaneleşmesiydi.

1950 yılı sonlarında Goldwyn Twentieth Century-Fox, Fox West Coast Theatres, National Theatres, Charles P. Skouras, T & D Junior Enterprises ve Skouras’lara ait diğer yan flim şirketleri dahil olmak üzere bağımsız film yapımcılarına karşı haksız rekabet yarattıklarını ileri sürerek tazminat davası açmıştı. Ortaya çıkan bu son derece rahatsız ortamdan kurtulmak için yıllarca tazminat ödemek durumunda kalmaları ihtimali mahkemeye taşınmış ve mahkeme hayli devam etmiştir. 1952’de Michael Todd ve Twentieth Century Fox’un önceki yönetim kurulu başkanı Joe Schenck ile film dünyasının simge kurumlarından United ArtistsTheatres’ı satın aldılar ve Spyros başkan oldu. Amaçları Todd-AO flimlerini yapan ve dağıtan Magna Theatre Corporation’i yeniden yapılandırmaktı. Hollywood endüstrisinin bugünlere gelmesindeki kilit isimlerden biri de George P.Skouras’tı ve Amerikanın en eski film yapım şirketi UnitedArtists’in yönetim kurulu başkanı olmuştu.

Televizyon Film Dünyasını Değişime Zorluyor
Televizyonun günlük yaşama girmesi, ardından renkli televizyon yayınlarının başlaması karşısında seyircisini kaybetmeye başlayan film sanayini kurtarmak için çok yoğun propagandaya girişen Spyros P. Skouras ve kardeşleri 1953’de “The Robe” filmini Cinemascope film olarak sunduklarında yeryerinden oynadı.1965’de Broodway’de Rodgers and Hammerstein’in tüm zamanların en yüksek gişe hasılatı yapmış olan “The Sound of Music” müzikalini filme çekerek büyük hasılatı yakaladılar.

elisabeth-taylor-ve-rock-hudson-giant-filminda-1956.jpg

Elizabeth Taylor ve Rock Hudson da Skouras’ın yarattığı 20th. Century Fox Stüdyolarında unutulmaz filmlerde yeraldılar.

Geride bıraktıkları 40 yıllık film dünyasında Spencer Tracy, Janet Gaynor, James Dunn, Tyrone Power, Clark Gable, Don Amache, Henry Fonda, Sonja Henie, Gene Tierney, Betty Grable, Shirley Temple, Alice Faye, Bob Hope, Frank Sinatra, Joan Collins, Cary Grant, Marilyn Monroe, Dean Martin, Elizabeth Taylor, Richard Burton, Charles Heston, Alan Ladd ve daha nice dünya flim yıldızı Skouras’ların yarattığı 20th Century Fox stüdyolarında unutulmaz flimlerde rol almışlardı.

İlk “Kleoparta” filmi 1913’de çevrilmiştir. 1963’de çevrilen Kleopatra filmi öylesine pahalıya mal olmuş ve tüm korkuların da üstünde öylesine zarara neden olmuştu ki, Spryros P. Skouras zorunlu olarak tüm haklarından vazgeçmek zorunda kaldı. Kleopatra filmi Rex Harrison, Elizabeth Taylor ve Richard Burton’un sanatlarında en yükseklere çıktıkları bir eser olsa da, Skouras’ların 20th. Century Fox ile çok ağır para kayıplarına neden oldu. Hissedarlar ayaklanınca, Spyros P.Skouras koltuğunu ve tüm haklarını Darryl F.Zanuck’a devrederek 20th. Century Fox’dan ayrıldı. Yine de “Zorba the Greek- Zorba” filminin 1964’de gösterime girmesi için büyük gayret gösterdi ve bu filmi kalbindeki Yunanlılık duygularının borcu saydı. Spyros artık nakid bulabilmek için stüdyolardan çoğunu satışa çıkarttı. Skouras Holding’in mücevheri sayılan St. Louis’deki Ambassador Theatre da satıldı. Bu ihtişamlı bina birsüre sonra yıkılacaktı!

Sinema Endüstrisinden Armatörlüğe
1969’da eğlence dünyasındaki yaşamına nokta koydu ve çok hızlı bir dönüşle her Yunanlının geleneği olan deniz ticaretine yöneldi. O yıl kendisi gibi Yunanlı bir göçmen olan Stephan Stephanidis’in sahibi olduğu Prudential Steamship Corp. isimli armatörlük şirketi mali kriz içersindeydi ve Stephan kendisini kurtarması için şirketi Spyros’a teklif etmişti. “Dostluklar sadece sakin denizlerde olamaz. Fırtınalı denizlerde yardımcı olmak esastır” diyerek bu şirketin en büyük hissedarı durumuna geldi. 

Böylece Prudential Shipping Lines doğdu
Prudential’in ardından New York’un önemli finans kurumları olan Marine Midland ve Chase Manhattan Banks’tan sağladığı kredilerle ayrıca 24 gemilik filoya sahip W.R.Grace& Co. firmasına ait GraceLine filosunu satın aldı ve iki şirketi Prudential-Grace Lines adıyla birleştirdi.

surriento-santa-barbara-grey-hull-pc.jpg

Spyros P. Skouras Grace Line’ı satın aldı; GraceLine’nın Güney Amerika hattında çalışan yolcu gemilerinden M.S. Santa Barbara.

Gerekli olan 44.5 milyon dolarlık kredinin onayı gelince Skouras’lar dört misli daha büyük bir filonun sahibi haline geldiler. 

Daha Fazla Kazanırız Umudu - LashTip Gemiler
Yale Üniversitesi mezunu olan oğlu genç Spyros S.Skouras, ‘Lash’ denilen denizde yüzebilen konteynerleri taşıyan gemilerle kutulu taşımacılıkta devrim yaptıklarına inanarak bu tipte gemiler inşa ettirmeye girişti. 

Bu gemilerden birincisine ‘Lash Italia’, ikincisine ise ‘LashTurkiye’ adı verildi. Bu gemiler içlerine yükleme yapılan ve limanlarda denize bırakıldığından römokörlerle limana çekilen 73 adet barge veya layter alabiliyorlardı. Gemilerin limana yanaşmasına ihtiyaç olmuyordu. Limanında dışında demirliyorlardı.

lash-turkiye-s-piraeus-03-1971.jpg

Skouras’a ait Prudential Lines-LashTurkiye gemisi Pire Limanında.

Layterleri römorkörlerle limana yedekliyor, limandakilerini getiriyor ve böylece limanlarda çok daha az zaman kalarak daha az maliyetle taşıma yapıyorlardı. Görünüş böyle olsa da zamanla bunun hiç de öyle hızlı bir yükleme boşaltma olmadığı ve işletme maliyetinin sanıldığı gibi düşük olmadığı anlaşılacaktı.

Perde Kapanıyor
Spyros P.Skouras böylesine inanılmaz başarılara imza atmasına karşın İngilizcesi BobHope’in ince nüktesi haline gelmişti. BobHope “Spyros Amerika’ya göçedeli yirmi yıl olduysa da lehçesi sanki daha geçen hafta gelmiş gibi.” diye takılırdı.

75 yaşına bastığı gün koltuğunu 45 yaşındaki oğlu Spyros S.Skouras’a bırakarak kendisi şirkette onursal başkanlığı görevini üstlendi.

16 Ağustos 1971’de, Türkiye adını verdiği gemisinin denize indirilmesinden sekiz ay sonra 78 yaşında Long Island-Mamarocek’de kalp sektesinden vefat etti. Sadece kazanmadı, fakat yoksullara, eğitime ve inanç dünyasına bağışlarıyla da tanındı. Vefat haberi Amerika’da derin yankılar yarattı ve film dünyası Hawthorne’daki Gate of Heaven Mezarlığı’ndaki cenaze törenine akın etti. 

Bir Skouras Daha Ayrılıyor
Prudential-GraceLines da on yıl içinde değişen taşıma teknolojilerine yenik düştü. Artık Lash tipi gemilerin hiçbir önemi kalmıyor, yerine gerçek anlamdaki konteyner gemileri geliyordu. Prudential-Grace Lines tarihe gömüldü.

29 Temmuz 2005 tarihli New York Times ve Amerika’nın diğer birçok öndegelen gazetelerinde Mathiak Cassandra Skouras’ın vefat haberi yayınlandı. O, Spyros P.Skouras’ın ve ilk otomobil radyolarının uygulayıcı C.Russell Feldman’ın torunu, Cassandra Barbara ve Spyros P.Skouras’ın kızıydı ve George Damaris Skouras’ın kızkardeşiydi. Bilenler ne koyun çobanı Panagiotis’i ve ne de onun herbiri dahi denecek kadar yaratıcı çocukları Charles, Georges ve Spyros P. Skouras’ı unutmadılar ve hep hayranlıkla anlattılar, andılar. Zaten hep böyle olacaktır!

adsiz-007.jpg

Soldan Sağa: Spyros Skouras, James S. Bacigalupi (Fred. P. Gaskell Co. Inc. Başkanı), Özger Akat (Türkiye Ticaret Ateşesi), Emine Esenbel, Spyros S. Skourasjnr. (1923-2013), 1970 ‘de Lash Turkiye denize indirilme töreninde. 

adsiz-008.jpg

Soldan Sağa: Ernest Boutros, Jan Akavi, Gabriel Couteaux, Emine Esenbel, Melih Esenbel, Spyros Skourasjnr.

Bir Gemi Denize İndirme Törenindeki Fotoğrafların Anlattıkları
Türkiye’nin Washington’daki Büyükelçisi Melih Esenbel idi. Emekli olduktan sonra Dragos’taki evlerine çekilmişlerdi. Terör eylemlerinin azgınlaştığı yıllarda teröristlerin kurbanı oldu. Eşi Emin Esenbel anılarını bana anlatmıştır. “Bir Renk Bir Ömür Emin Esenbel” adıyla kitaplaştırmıştım. Kendisiyle sohbet ederek bana bazı fotoğraf göstermişti. Bunların arasında LashTurkiye gemisinin denize indirilmesi töreni fotoğrafları da vardı. Bu sayfalarda yeralan fotoğraflar bunlardır;

emine-esenbel.jpg

Türkiye’nin Washington’daki Büyükelçisi Melih Esenbel’in eşi Emine Esenbel Lash Turkiye’nin ismi verme töreninde isim annesi olarak şampanyayı kırarken.

lash-turkiye-launching-001.jpg

Lash Türkiye 1970 yılında Avondale Industries Tersanesi’nden denize indirilirken. 

‘Lash Turkiye’ gemisinin denize indirilmesi törenine Türkiye’nin Washington’daki Büyükelçisi Melih Esenbel ve eşi Emine Esenbel, Ticaret Ateşesi Özger Akat dışında Türk deniz ticareti dünyasından sadece Ernest Boutros, Jan Akavi, Gabriel Couteaux davet edilmişlerdi.

Ernest Boutros ve eşi Maria-Pia Boutros İskenderun’da aile dostlarımızdandı. Yakından tanıdığım Jan Akavi ile denizcilik dünyasından dostluklarım vardı. Aile öyküsünü bana anlatmıştı; Mişel Akavi ve Laurent Reboul Vapur Acentesi, Reboul ve Akavi aileleri tarafından kurulmuştu. 

Osmanlı İmparatorluğu’nun bir eyaleti olan Beyrut’tan işbulmak amacıyla İstanbul’a göçedenAkavi ailesinden Mişel Akavi İstanbul’a geldiğinde henüz beş yaşındaydı. Gençliği İstanbul’da geçmiştir. Genç yaşlarında âşık olduğu kız, yine ünlü bir gemi acentesi olan Fransız asıllı Reboul ailesinden Laurent Reboul’unkızkardeşiydi. Reboul’ler ise 1810 yılında Moris adasından önce Marsilya’ya ve Marsilya’da fazla kalmadan İstanbul’a göç etmişlerdi. Moris Adası İngilizler’in müstemlekesi olunca Reboul’lar İngiliz boyunduruğuna girmemek için kaçarak 1820’de İzmir’e geldiler. İzmir’de tavukçuluk yapmaya başladılar. Fakat daha iyi iş bulabilmek umuduyla Trabzon’a yerleştiler. Ancak Trabzon’da vapur acentesi olarak yeni bir ticaret yaşamına başladılar. Laurent Reboul Vapur Acentesi böylece doğdu.

Akavi ve Reboul ailesinin İzmir-Trabzon ve yine İzmir üçgeninde devam eden yaşamlarına dönersek, 1828 tarihli bir belge, hayli bilgi vermekte. 1828 yılında henüz Fransa Dışişleri Bakanlığı adına Fransız İzmir Konsolosu olarak vekaleten Hollanda İzmir Konsolosu Jacob Van Lennep görev yapıyordu. 22 Eylül 1828 tarihli bir belgede Alexandre Timothée Reboul ve d’ElizabethTricon ailesinin dünyaya gelen oğlu Laurent Timothée Reboul adını kaydettirmek için Hollanda’nın İzmir konsolosluğuna müracaat ettiği yazılıdır. Jacop Van Lennep kaydı yapmak için İngiliz Konsolosu ve İzmir’li tanınmış tüccar Charlton Whittall’ü de tanık olarak davet etmiştir. Nitekim belgede yazılı olduğu üzere, tören sırasında, Charlton Whittall ve J.Keun ve D.Abro da tanıklık ettiler. 

Marie Charles Josef Timothée Reboul ve onun oğlu Laurent Timothée Reboul 1885’de Trabzon’dan İstanbul’a geldiler. Reboul ve Akavi ailesinin evliliğinden doğan Jan Akavi, annesinin ve babasının yaşamına ait anıları şöyle aktardı; 

“Annem Ivonne Reboul ailenin en büyük kızıydı ve 1889’da İstanbul’da dünyaya geldi. Kardeşleri Laurent Reboul, Gil Reboul, Jacques Reboul’dü. Gemi Acentesi olan Laurent Reboul’dür. Dedem ve anneannem Kadıköy’de çarşı içinde Hacı Bekir Şekerci dükkanının yanındaki evde otururlardı. Annem de o evde dünyaya gelmiştir. Laurent Reboul annemden iki yaş küçüktür. 1910 civarında gemi acentesi olarak başlamıştır. I Dünya Savaşı sonrasında Gabriel Couteaux ile ortaklık kurdular. Couteaux’larla Reboul’lar uzaktan akrabaydılar. Laurent Reboul gemi acentesi İstanbul’daki en eski acente sayılır. Sonra Gabriel Couteaux ile birleşince, şirketin adı L. Reboul & G. Couteaux Gemi Acentesi olmuştur. Les Messageries Maritimes, La Compagnie Paquet armatörlük şirketleri Trabzon’daki yıllarda da temsil ettikleri armatörlük şirketleriydi. Paquet armatörlük şirketinin temsilciliği benim zamanıma kadar devam etmiştir. 

Paquet bir Fransız gemicilik şirketiydi ve Trabzon’dan İspanya’ya ençok yumurta ihraç edilirdi. Paquet şirketi zamanla yük gemiciliğinden çekilmiş ve turistik yolcu gemiciliğine dönüşmüştür. Nitekim son yıllarda adı Cruvasier Paquet olmuştur.

Messagerie Maritimes bir Fransız devlet armatörlük şirketiydi. Jan Akavi 1920’de Kadıköy’de Bahariye’deki Saint Josef Lisesi’nin yanındaki sokakta yeralan evlerinde dünyaya geldi. Bahariye o yıllarda Cevizlik olarak anılıyordu. Ağabeyi Josef Akavi 1919’da Kadıköy’deki Hacı Bekir Şekercisi’nin yanındaki evlerinde dünyaya gelmişti. Diğer kardeşleri Jan Akavi ve Robert Akavi Fransa’da avukattı. Jan Akavi İlkokulu Sakızağacı Sokaktaki Fransız anaokulunda tamamladı. Ardından Fransız konsolosluğu’nuniçersindeki Saint Louis Capusen Kilisesi’ne bağlı okulda devam etti. Türkiye’de 1925’de eski yazıdan yeni yazıya geçişi sağlayan Harf İnkilabı olduğunda Jan Akavi’yi babası Josef Akavi ile birlikte Fransa’ya gönderdi. Fransa’nın güneyindeki Nimes kentindeki papazlar okulunda okudu. Babası aynı okulda öğrenim gördüğünden çocuklarını da bu okula göndermişti. 1938 sonunda İstanbul’a döndü ve askerlik için müracaat etti. 1940 yılında askere aldılar ve Diyarbakır’da üç buçuk sene askerlik yaptı. Askerlik anılarını unutulmaz yıllar olarak anımsayan Jan Akavi şöyle anlatıyordu; “Savaş yıllarıydı. Her seferinde tezkere haberi ve ardından da askerliğin altı ay uzatıldığı haberi gelirdi.1941’de Almanlar Stalingrad’a kadar gelmişlerdi. Neyse sonunda terhis edilerek İstanbul’a döndüm. Babamın Kapalı Çarşı’da antikacı dükkânı vardı. Onun yanında çalışmaya başladım. Fakat Varlık Vergisi Kanunuyla yaşam mahvoldu. Babam herşeye rağmen bu vatanın bizim vatanımız olduğunu söyleyerek bizlere, dayanacağını, ama bizlerin başımızın çaresine bakmamız gerektiğini söyledi. O zaman Gabriel Couteaux’nın gemi acentesine katılmamı öğütlemişti. Fakat şirkette birsürü deneyimli memur arasında ezilirim diye kabul etmedim. Ama başka bir iş varsa bunu yapabilirim diye düşünüyordum. O sırada Van der Zee Gemi Acentasında bir iş buldum. Van der Zee’yi o yıllarda bir bankacı olan Yugoslav asıllı RedonVanoviç temsil ediyordu. Şirketin önemli isimlerinden biri Josef Vonn’du. Ayrıca ortakları arasında Vasiliadis vardı. Van der Zee firması Karaköy’de Hüdavendigar Han’daydı. Aldığım ücretin zamanla artırılmasını istedim. Zam talebini reddettikleri gibi, eşimin çalıştığını ve ikimizin elde ettiği gelirin yeterli olduğunu söylediler. Bu çok aptalca bir gerekçeydi. Anında ayrılarak Şarap İskelesi Sokağı’ndaki Constantino Miloviç’e ait Miloviç Gemi Acentesi’ne katıldım. Bu şirkette Bernard Stamboli de vardı. Onu gemi acentası olarak ben yetiştirdim. Ayrıca Miloviç’in yeğeni Roberto Miloviç vardı. Miloviç Gemi Acentesi kapandığında Kosta Schoneff, Roberto Miloviç ve Bernard Stamboli Şark Ekspres Gemi Acentesini kurmuşlardır. Constantino Miloviç de gemi acentalığını Laurent Reboul Gemi Acentesinden yetişerek öğrenmiş, sonra kendi acentesini kurmuştur.” 

Jan Akavi, Miloviç Gemi Acentesinde çalışırken Air France-Fransız Havayolları şirketinde gelir olanakları çok daha iyi olan bir iş bulur ve acenteden ayrılır. AirFrance’da üç sene kalır. Bu yaşam sürecinde bir değişim olur ve şöyle anlatır;  “Fakat Laurent Reboul gemi acentesinin işleri giderek bozuluyordu. Air France’da çok tutumlu yaşayarak para biriktirmiştim. 1953 yılında Reboul firmasına katılmak istediğimde beni İzmir’e tayin etmek istediklerini söylediler. İzmir’deki gemi acentesinin tüm yetkisi bana veriliyordu. Zamanla ortak oldum ve hisselerimin oranı artmaya devam etti. Şirketin yarı hissesine sahip olduğumda Laurent Reboul vefat etmiş ve Gabriel Couteaux ile ortaklık meydana gelmişti. Ortaklık hissemin payı İstanbul’da yüzde yirmibeş civarındaydı. Ardından Gabriel Couteaux vefat edince, İstanbul’da Transmar ve İzmir’de Egemar isimli iki gemi acentesini kurdum. Yıllar içersinde temsil ettiğimiz Amerikan, Fransız ve diğer şirketler zamanla armatörlük faaliyetlerinden çekildiler ve çoğu da iflas etti. Prudential Lines, Messageri eMaritimes, Paquet bunların başında geliyordu. Daher de iflas etti. 

Jan Akavi 1955-1970 yıllarında İzmir’deki Deniz Nakliyecileri Derneği’nin başkanlığını üstlendi. Derneğin merkezi Pasaport’taydı 

Belçika’lı Levanten Gabriel Couteaux
Moda’da ve Fenerbahçe’de köşkleri vardı. Çok güçlü bir gemi acentesi idi. Son derece faal bir işadamıydı. Couteaux ailesi Çarlık Rusya’sından kaçarak İstanbul’a göçetmişti. 1926 yılında Türkiye ile Belçika arasındaki ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilere destek olmak amacıyla İzzet Akosman, Afif Tektaş, Willi Marguery ile birlikte “Türk Belçika Ticaret Derneği”ni kurmuştur. Trieste’li bir İtalyan olan Giacomo Anderlich tarafından 16 Mart 1838 tarihinde kurulmuş olan İstanbul Harbiye’deki Artigiana Düşkünler Evi’nin birsüre Yönetim Kurulu Başkanı olarak çok etkin hizmetler vermiştir. Gabriel Couteaux Türkiye ile Belçika arasında ticaret işbirliği yönünde işadamlarından İzzet Akosman’la birlikte Türkiye Belçika Ticaret Odası’nın kurucuları arasında yeraldı. Gabriel Couteaux’nun kendi adıyla anılan Couteaux Han, Karaköy’de Yolcu Salonunun karşında sağdaki köşedeki handı. Aynı zamanda Belçika fahri konsolosuydu. Son derece efendi ve kibar ve geniş kültürü olan bir şahsiyetti. Rusça dahil dokuz lisanı mükemmel konuşur ve yazardı. Gabriel Couteaux Gemi Acentası devrinin öndegelen deniz ticaret firmalarındandı. American President Line, Japan Osaka Line, Messagerie Maritime, Paquet, Fabre Line, Prudential Line gibi büyük kumpanyaları temsil ediyordu. İstanbul’lu gemi acentası Laurent Reboul ile ortaklaşa bir de armatörlük denemesi olmuştur. Sahip olduğu gemi Thoroy 1893 yılında Newcastle uponTyne Tersanesi’nde inşa edilmişti. 1940 Nisan ayında Almanlar Norveç’i istila ederken Müttefik Kuvvetler’e katılacak şekilde İngiltere’de bir limana sığınmıştı. II. Dünya Savaşı yıllarında Transatlantik konvoylarında yeraldı ve Alman U-Bot’larının saldırılarından kurtulmayı başardı. Ocak 1941’de Alman bombardıman uçaklarını saldırıları sırasında yara aldıysa da, onarılarak yeniden seferlerine başladı. 8 Nisan 1947’de Laurent Reboul& Gabriel Couteaux ortaklığına satıldı ve gemiye “Anne de France” adı verildi. 

Belçika ve İngiliz Ticaret Odası’ın üyesi çeşitli ticaret alanlarında faaliyet gösteren Gabriel Couteaux, Belçika ve İngiltere Ticaret Odalarının seçkin yönetim kurulu üyelerindendi. Üyelerin bir kısmı Levanten tüccarlardan oluşuyordu ki, ancak yarım asır sonrasında Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği olarak yeniden şekillenecek olan Chambre Maritime Des Compagnies de Navigation Etrangéres’i 1902 kuranlardan Gabriel Couteaux da bu üyelerden biri olarak yeraldı. 

İskenderun’lu Boutros Ailesi
İskenderun’daki köklü gemi acentelerinin sahipleri Boutros, Makzume, Levante aileleri birbirleriyle evlilikler yoluyla akraba idiler. Çağdaş kültürle yetiştirilmişlerdi. Fransızca başta olmak üzere, Arapça, İtalyanca, İngilizce dillerini çok başarılı şekilde kullanırlardı. Eğitimlerini başlangıçta Beyrut’ta veya Halep’te alan bireyler olduğu gibi, ortaokul sonrası eğitimleri için Paris ve bazıları ABD’yi tercih etmiştir. Bu aileler başta Fransa, İngiltere, İtalya, Yunanistan, Norveç olmak üzere muhtelif Batı ülkelerinin fahrî konsolosu olarak görev yaparlardı. Günümüzdeki kuşakları bu geleneği sürdürmektedir. Bu ailelerin yakın kuşakları arasında bazıları ABD’ye, Fransa’ya yerleşmiş olanları vardır. Zaman zaman İtalya ve Fransa, Brezilya v.s. gibi memleketlerde yaşadıklarını görülür.

Eşimle beraber İskenderun’daki yaşamımızda tanımaktan büyük mutluluk duyduğum bu ailelerden biri; Ernest Boutros ve eşi Maria-Pia Boutros idi. Boutros ailesinin bilinen ilk ismi Gerges Sayek’tir. Eşi hakkında bilgi tespit edilememiştir. Oğlu Nasrallah Sayek idi ve eşi Wadnia Sayek’tir. Çocukları; Gabriel Sayek, Pierre Sayek, YvonneSayek (1906-), EvelyneSayek ve Victor Sayek’tir. Pierre Sayek-Barbara Khoury ile evlenmiştir. ÇocuklarıMirelleSayek’tir. Gerges Sayek ailesinden Alfredo Levante, Paulette Makzoume (1910-1982) ile evlenmiştir. Çocukları Abdullah Bourtos Nasrallah Sayek’in kızı WanbdiaAntaki ile evlenmiştir. Çocukları Emille Boutros,YvonneSayek ile evlenmiş ve bu ailenin Laure Boutros, Ernest Boutros ve Arlette Boutros adını verdikleri üç çocukları olmuştur.Ernest Boutros Maria-Pia Levante ile evlenmiş ve Emile Boutros, PaolaBoutros ve Aksel Boutros adını verdikleri üç çocukları olmuştur. LaureBoutros (1924-1985) Muhabet Falah ile evlenmiş ve Iran Falah ve MeylaFalah adını verdikleri iki çocukları olmuştur. Iran Falah (1953) Galip Genç ile evlenmiştir. Bu ailenin Timur Genç ve Mete Genç adını verdikleri iki çocukları vardır. MaylaFalah-Vanus ile evlenmiştir.

Edoardo Levante (1871-1933) Sylvia Zipcy (- 1933) ile evlenmiş ve bu ailenin Alfredo Levante adını verdikleri tek çocuğu olmuştur. Alfredo Levante Paulette Makzoume ile evlenmiştir. Bu ailenin; Edoardo Levante, Maria-Pia Levante,Antonella Levante adlarını verdikleri üç çocukları olmuştur. Maria-Pia Levante, Ernest Boutros ile evlenmiş ve böylelikle Boutros ve Levante aileleri arasında akrabalık ağı oluşmuştur. Antonella Levante (1940), Michel Auberty ile evlenmiş ve Frederique Auberty adını verdikleri tek çocukları olmuştur.

Spyros P. Skouras, Ernest Boutros ve eşi Maria-Pia Boutros’la tanışmaktan çok mutlu olduğunu belirtmiş ve kendilerini İskenderun’da ziyarete geleceğini söylemişti.

Dediğini yaptı ve Ernest Boutros ile eşi Maria- Pia Boutros’un İskenderun’da misafiri oldu.

Bu yazı toplam 1070 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar