1. HABERLER

  2. RÖPORTAJLAR

  3. “Türkiye’nin denizcilik alanında en nitelikli ve en çok eğitim veren kuruluşuyuz.”
“Türkiye’nin denizcilik alanında en nitelikli ve en çok eğitim veren kuruluşuyuz.”

“Türkiye’nin denizcilik alanında en nitelikli ve en çok eğitim veren kuruluşuyuz.”

Yeni inşa ve servisteki gemilerin klaslanması hizmetleri ile beraber bayrak devletlerinden aldığımız yetkiler ile sörvey ve sertifikalandırma hizmetleri de verdiklerini söyleyen Türk Loydu Vakfı Başkanı Cem Melikoğlu keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

A+A-

Cem MELİKOĞLU - Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu ve İktisadi İşletme Yürütme Kurulu Başkanı 

Yarım asırdır sektöre hizmet vermekte olan Türk Loydu'nda Yönetim Kurulu Başkanı seçildiniz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1983 yılı İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaat bölümüne girdim. Çok sevdiğim bir mühendislik alanıydı ve büyük bir zevkle okudum. Gemi İnşa Mühendisliği çok geniş ve çok yönlü bir alan, bu nedenle kendinizi geliştirmeniz çok önemli. Önce yat sektöründe çalışmaya başladım. Körfez krizi sonrası, Mobil firmasına girdim. Farklı bir iş oldu benim için ve birçok farklı sektörle özellikle ağır sanayi ile iç içe girmiş oldum. Çok öğretici ve güzel bir süreçti. Ağır ve hafif sanayi süreçlerimiz hakkında ayrıntılı bilgi sahibi oldum. Daha sonra petrol sektöründe kritik öneme haiz, önemli bir görev olan sağlık, emniyet, çevre ve kalite uzmanlık alanına geçtim. Çok sevdiğim bir alan haline geldi. Petrol sektöründe iş sağlığı ve güvenliği oldukça önemli, çünkü sonuçları çok ağır olabiliyor. Bilgi alışverişi çok etkili. ExxonMobil bünyesinde 21 yıl süren çalışmalarımda birçok uluslar alanda etkili görevler aldım. Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da olmak üzere 18 ülkenin sorumluluğunu almıştım. Özellikle entegre yönetim sistemleri kuruyor, kurduruyor ve bunların kıtalararası denetimlerini organize ediyordum.  Çok fazla ülkede iş yapma fırsatı buldum ve bu kadar çok ülke görünce kendi ülkemizin ne kadar iyi ve değerli olduğunu gördüm. Gemi İnşa ile olan bağlantımı hep sürdürdüm ve Türkiye’nin ilk A sınıfı iş güvenliği uzmanlarından biri oldum. GMO ve Teknik Üniversite üzerinden birçok iş güvenliği eğitimi gerçekleştirdim. Açık Radyoya iş güvenliği ile ilgili “Testi Kırılmadan” adında bir program yaptım. Yurtdışı çalışmalarımda şunu gördüm, standartları oluşturan piyasaya hâkim oluyor ve standartları oluşturan kurumlarınız ne kadar güçlü ise sizde ülke olarak o kadar güçlü oluyorsunuz.

Daha sonra, 2011 yılında yeni bir HSSE departmanı kurmak üzere Avusturya’lı OMV firmasının satın almış olduğu Petrol Ofisine geçtim. Sonrasında ise 2014 yılı başında TANAP projesine geçtim.

TANAP'taki görevinizden bahsedebilir misiniz? Böyle bir büyük projede görev almak heyecan verici olsa gerek.
Önce TANAP’ı biraz tanıyalım. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesi, Türkiye ve Azerbaycan’ın bugüne kadar başarı ile yürüttükleri projelerin enerji alanındaki en önemli temsilcilerinden biridir. Tarihten gelen kardeşlik bağlarını “Bir Millet, İki Devlet” ülküsüyle perçinleyerek sürdüren iki ülke için büyük öneme sahip TANAP Projesi, dünya enerji piyasalarında da ses getirecek dev bir projedir. 

26 Aralık 2011’de Mutabakat Zaptı’nın ve 26 Haziran 2012’de hükümetler arası anlaşma ve eki ev sahibi hükümet anlaşmasının imzalandığı TANAP, Azerbaycan Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan gerçekleştirilecek doğal gaz tedariği ile Türkiye ve Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliği ve çeşitliliğine büyük katkı sağlayacaktır.

TANAP, Türkiye’nin Gürcistan sınırında Ardahan ili Posof ilçesi Türkgözü köyünden başlayarak Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne olmak üzere 20 ilden geçecek ve Yunanistan sınırında Edirne’nin İpsala ilçesinde son bulacaktır. Bu noktadan, Avrupa ülkelerine doğal gaz iletimi yapacak olan TAP Doğal Gaz Boru Hattı’na bağlanacaktır. Hattın Türkiye içi çıkış noktaları ise Eskişehir ve Trakya bölgesi olacaktır. 

TANAP Projesi kapsamında ilk gaz akışı 2018’de gerçekleşecek olup, başlangıç için yıllık 16 milyar metreküp olacak taşıma kapasitesinin, kademeli olarak önce 24 milyar metre küpe ve ardından 31 milyar metreküp çıkarılması hedeflenmektedir. TANAP, Türkiye sınırları içerisinde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük çap ve uzunluğa sahip doğal gaz boru hattı projesi olacaktır.

Sonuç olarak HSSE Direktörü olarak çalışmakta olduğum TANAP Projesi, parçası olmaktan gurur duyduğum dev bir projedir. 

Türk Loydu hangi alanlarda hizmet vermektedir?
1962’den bu yana ülkemizde inşa edilen farklı tipteki yeni inşa gemilerde sahip olduğumuz tecrübe ve bilgi birikimi ile denizcilik sektörüne hizmet vermekteyiz. Türk Loydu geçtiğimiz 10 yılda bu bilgi birikimini ve tecrübesini artırarak, hizmetlerini ülkemizde ve hatta bölgemiz içinde bulunan diğer komşu ülkelerde inşa edilen yüksek özellikli askeri gemilerin inşası alanında da genişletmiştir. Bu vesileyle askeri gemilerin klaslanması konusunda ulusal klas kuruluşu olarak bize destek veren ve desteğini arttırarak sürdüren Savunma Sanayi Müsteşarlığımıza ayrıca teşekkür etmek isterim. Türk Loydu bu konuda kendisine duyulan milli güveni boşa çıkarmayarak bu alandaki başarılarını sürdürmektedir. Türk Loydu bugün askeri gemiler konusundaki tecrübesi ile diğer klas kuruluşlarının bilgisine ve tecrübesine saygı duyduğu, işbirliği yapmak istediği bir değer haline gelmiştir. Askeri gemilerle ilgili deneyimlerimizi üyesi olduğumuz INSA (Uluslararası Askeri Emniyet Birliği) ve NSCA (Askeri Gemi Klaslama Birliği) çalışmalarına aktif katılım sağlayarak, bu birliklere üye olan diğer IACS üyesi klas kuruluşları ile de paylaştığımızı belirtmek isterim.  

Ticari gemiler tarafında ise etkin olarak sürdürdüğümüz yeni inşa ve servisteki gemilerin klaslanması hizmetleri ile beraber bayrak devletlerinden aldığımız yetkiler ile sörvey ve sertifikalandırma hizmetleri de veriyoruz. Ayrıca, yatların klaslanmasının yanı sıra Gezi Tekneleri Yönetmeliği kapsamında Avrupa Birliği’nden almış olduğumuz onaylanmış kuruluş yetkisi ile CE markalaması konusunda hizmetlerimiz bulunuyor. Tüm yeni inşa faaliyetlerimiz ile birlikte bu inşalarda kullanılan malzeme ve ekipmanın sertifikalandırılması faaliyetlerini de gerçekleştiriyoruz. 

Bahsettiğimiz tüm faaliyetlerimizi kendi personelimiz ile gerçekleştiriyor olmamız yetişmiş ve kalifiye insan gücü kazandırmak yönünde ülkemize yönelik en önemli katkımızdır diye düşünüyorum. Ayrıca bu katkının, sadece kendi teknik çalışanlarımıza yönelik olmadığını da özellikle belirtmek isterim. Türk Loydu Türkiye’nin denizcilik alanında en nitelikli ve en çok eğitim veren kuruluşudur. Tuzla’daki merkez ofisimizde bulunan eğitim merkezimizde sürekli güncellenen içeriklerle; tanker işletmecilerine yönelik TMSA eğitimlerinden, terminallere yönelik ISGOTT eğitimlerine kadar sektörün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çok çeşitli eğitimler veriyoruz. Vakıf olarak verdiğimiz lisans, yüksek lisans ve doktora burslarımız ise zaten sektörümüzce çok iyi bilinen eğitime sağladığımız diğer önemli katkımızdır. 

Türk Loydu denizcilik alanındaki başarılarının yanı sıra endüstri alanında da ciddi gelişme kaydetmektedir. Son dönemde ülkemizde gerçekleşen birçok enerji ve ulaşım altyapı inşaatında uygunluk değerlendirme kapsamında hizmet vermekteyiz. Bu alanlarda da tercih edilen bir kurum olma gayretindeyiz.

Türk Loydu, milli bir kuruluş olarak serüvenine başlamış ancak oldukça genç sayılabilecek bir klas kuruluşu olmasına rağmen sahip olduğu tecrübe ve bilgi birikimi ile bölgemizde saygın bir konuma gelmiştir. Nispeten daha kompakt olan yönetim ve idari yapımız ile taleplere çok hızlı yanıt verebilmekteyiz. Hizmet verdiğimiz alanlarda özellikle ülkemiz denizciliğini etkileyecek olan tüm gelişmeleri takip etmemiz ve bu gelişmelere en kısa sürede uyum sağlayabilmemiz bizi öne çıkarmaktadır. Türk Loydu’nun bu özellikleri, işletmeci kuruluşlarının olduğu kadar özellikle sigorta kuruluşları, kiracı ve brokerlar tarafından da kabul görmüş ve tercih ettikleri gemiler için “IACS veya Türk Loydu” klaslı gemi kavramı doğmuştur. Benzer şekilde Türk Loydu klaslı gemilerin Liman devleti denetimlerinde gösterdiği başarılar sayesinde Türk Loydu, Paris Memorandumu’nun açıkladığı Klas Kuruluşları performans listesinde yıllardır Yüksek Performans olarak değerlendirilmekte ve Türk Loydu klaslı gemiler daha az denetlenme avantajına sahip olmaktadır. Tüm bu başarıları sürdürebilmek amacıyla Türk Loydu, uzun yıllardır IMO toplantılarına, AB komisyonlarının toplantılarına ve OECD toplantılarına ülkemiz adına aktif katılım sağlamakta ve edindiği tüm bilgiyi Türk denizcilik camiası ile ortak platformlarda paylaşmaktadır. 

Türk Loydu’nun ticari gemiler alanında, askeri gemilerde olduğu gibi ivme kazanmasının ve IACS üyelik sürecini başarıyla tamamlamasının sadece Türk Loydu olarak bizim değil, tüm Türk denizcilik camiasının da ortak bir hedefi olduğunun bilincindeyiz. Bu hedefin başarılması için hem devletimizin hem de sektörümüzün desteğinin tam olduğunu da biliyoruz.

Sektörlerde birtakım standartları belirlemek, aynı zamanda elbette önemli bir güç sağlıyor. Burada sizin kriterlerinizi belirleyen şey nedir?
Türkiye’nin önemli sektörel kuruluşlarının bir araya gelerek, ülkemizin öz kaynaklarıyla 1962’de kurduğu Türk Loydu; o günden bu yana sürekli hizmet alanlarını genişleterek, deniz ve kara endüstrisindeki gelişmelere öncülük etmiş ve sektörü sürekli bilgilendirerek gelişimini sürdürmüştür.

Bugün gelinen noktada hizmetlerini uluslararası tanınırlığı da olan akreditasyonlar ve yetkiler çerçevesinde sürdürmekte, çok çeşitli alanlarda yetkin teknik kadrosu ile eğitimden, gıdaya, makine imalatından gemi inşa sektörüne kadar geniş bir yelpazede gemi klaslama, yönetim sistemleri, ürün ve personel belgelendirme, uygunluk değerlendirme ve üçüncü taraf kontrollük hizmetleri vermektedir.

Türk Loydu’nun başlıca ilkeleri; bağımsızlık ve tarafsızlık, dürüstlük ve güvenilirlik, sürekli gelişim, bilgi üretimi ve paylaşımı, müşteri odaklı ve nitelikli hizmet, çalışanlara değer vermedir. 

Bu noktada IACS üyeliği çalışmalarınızdan da bahsetmenizi isteyeceğim.
Şu bir gerçek, biz IACS üyesi olalım yâda olmayalım bizim kriterlerimiz buna uygun olmak zorunda. Bizim IACS üyesi olmamız, diğer üyelerin rızasına bağlı bir şey değil. Üyelik için gerekli kriterlerin hepsini aşacağız. Bunlar yapıldığında önümüzde kimse duramaz. Türk Loydu’nun kendini geliştirmekte olduğunu ve yakın gelecekte istenenden daha da iyi ve yüksek kriterlere sahip olacağımızı söyleyebilirim. 2016 başlarında IACS ile ilgili bir denetim olacak ve umuyoruz ki bu tarihten sonra Türk Loydu için yeni bir pencere açılmış olacak. 

Özellikle denizcilik alanında neler yapmaktasınız? Mesela devletin kosterlerin yenilenmesi çalışmalarında katkınız olacak mı?
2000’li yılların başında Denizcilik Müsteşarlığı, Deniz Ticaret Odası ve Türk Loydu tarafından başlatılmış, o zamanki adı “Koster filosu yenileme projesi” olan proje zaman içinde daha da geliştirilmiş ve bugün daha farklı bir biçimde ele alınarak hurdaya ayrılan gemilere yönelik kapsamlı bir teşvik sistemine dönüşme sürecindedir. “Koster filosu yenileme projesi” şekline dönen bu süreçte sektörümüzce benimsendiği gibi klas kuruluşu olarak yine Türk Loydu’nun seçilmesinin önemini ve IACS üyelik hedefimize sağlayacağı katkıyı vurgulamak isterim.

Ulaşım ve lojistik alanında da hizmet veriyorsunuz. Bu konuda bilgi alabilir miyiz?
Denizcilik sektöründe 2008 yılında başlayan finansman krizi, çeşitli dalgalanma süreçleri yaşanmasına rağmen birçok alt sektör için çok uzun süredir halen devam etmektedir. Son dönemdeki düşük petrol fiyatları bazı sektörler için fırsat yaratmakla birlikte buna bağlı olarak düşen ticaret hacmi ve yüksek rekabet ise işletmeleri olumsuz yönde etkilemektedir. İşletmeler, bu belirsizlik ortamının getirdiği riskleri bertaraf edebilmek için zorlu koşullara adapte olmaya çalışmakta ve işletme süreçlerini daha verimli ve daha düşük maliyetli hale getirmek için uğraş vermektedirler. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra uluslararası toplumun gittikçe gelişen çevre koruma bilinci ve buna bağlı olarak hızla değişen zorlu uluslararası ve bölgesel kurallara uyum sağlama yükümlülüğü de işletmeciler için her zamankinden daha maliyetli ve yaşamsal anlamda önemli hale gelmiştir.

Denizcilik alanında eğitim çalışmalarınız da mevcut. Biraz bilgi verebilir misiniz?
Denizcilik sektörümüzdeki eğitimle ilgili önemli bir eksiği kapatmak üzere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yakın bir çalışma içindeyiz.  Bakanlığımızın liderliğinde Tuzla’da kurulacak olan bir merkezde Türk Loydu’nun koordinasyonunda bazı temel denizcilik eğitimlerinin verilmesine başlanacak. Bu merkezin yalnızca ülkemizle sınırlı kalmaması, Karadeniz Bölgesinde uluslararası bir eğitim merkezi olması hedeflerimiz arasındadır. 

Tuzla Bölgesinde sektörün önemli bir sorunu haline gelen taşeron eğitimlerinde de hem toparlayıcı hem de problem çözücü bir rol üstlenerek “İş Güvenliği Pasaportu” sistemini devreye almayı planlıyoruz.  Elbette bunun ilk adımı eğitmelerin standartlaştırılmasını sağlamak. Bir tersane oksijen kablosunun rengi mavi iken bir diğerinde kırmızı kullanılırsa, iskele kurulumlarında ve kullanımlarında farklı farklı kriterler uygulanırsa sonuç olarak işçilerimizde kafa karışıklığına neden olur. Bu da güvensiz çalışma ortamları yaratır.  Bir tersanede eğitim alan bir taşeron işçisi kısa bir süre sonra bir başka tersaneye geçtiğinde aynı eğitimleri tekrar tekrar almak zorunda kalıyorsa bunun adı aslında kaynak israfıdır. Hem taşeron hem taşeron işçisi hem de tersane sahibi için zaman kaybıdır. İş Güvenliği Pasaportu ile hem eğitimlerin kalitesini hem verimi arttırmayı hedefliyoruz.

Bu süreçte sektörümüzün önemli paydaşları olan Gemi Mühendisleri Odası ve GİSBİR ile birlikte hareket etmeyi planlıyoruz. Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği alanında benzer sektörlere de örnek olacak bu önemli projeyi yakın zamanda hayata geçireceğiz. 

AR-GE çalışmalarınız var mı, neler yapıyorsunuz?
Kısa süre önce Azerbaycan ve Romanya’da şirketler açılmasının yanı sıra, Teknopark İstanbul’da, Türk Loydu’nun Ar-Ge çalışmalarının yapılmasının amaçlandığı bir Ar-Ge şirketi kuruldu.  Ar-Ge çalışmalarında ilerlemek önemli hedeflerimizden biridir. Sektöre ihtiyaç duyulan alanlarda bilişim programlarında hizmet vermek ve müşterilerimize daha iyi ürünler ve hizmetler sunabilmek için Ar-Ge çalışmaları önemli. Yenilikçi ve sektörde problem çözücü çalışmaların peşindeyiz. Çok yakında bu çalışmalarımızın sonuçlarını alacağımızı düşünüyoruz. Elbette hedeflerimiz yalnızca ülkemizle sınırlı değil. Azerbaycan üzerinden de Karadeniz ve Türki Cumhuriyetlerde, bölgesel güç olmayı hedeflemekteyiz.

Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Kasım-Aralık 2015 - 45. sayısında yayımlanmıştır.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.