1. YAZARLAR

  2. Av. H. Murat SARIÇOĞLU

  3. Tarafların Anlaşması ile Kurulan Gemi İpoteği
Av. H. Murat SARIÇOĞLU

Av. H. Murat SARIÇOĞLU

Tarafların Anlaşması ile Kurulan Gemi İpoteği

A+A-

Gemi malikleri ile alacaklıların anlaşarak gemi üzerinde ipotek kurmaları günümüz denizcilik piyasalarında sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu yazımızda taraflar arasında yapılan sözleşme ile kurulan gemi ipoteği konusunu başta 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve ilgili diğer mevzuat bağlamında genel olarak açıklamaya çalışacağız. Gemi ipoteği konusu ile ilgili olarak sözleşmeye bağlı ipotek dışında kalan diğer konulara (tersane sahibinin ipotek hakkı vs.) önü­müzdeki sayılarda yayınlanacak yazılarımızda değineceğiz.

Gemi ipoteği konusunun daha anlaşılabilmesi için her şeyden evvel “ipotek” kavramının hukuki tanımının yapıl­ması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) belirtilen ipotek kavramı, muaccel olmuş veya ileride doğabilecek bir alacağı teminat altına alan bir çeşit taşın­maz (gayrimenkul) rehinidir. TTK’da ise sicile tescil edilip edilmeyeceğine bakılmaksızın tüm gemiler taşınır (menkul) olarak nitelendirilmiştir ve gemi siciline kayıtlı gemilerin sözleşmeye dayalı rehin işlemlerinin sadece özel bir ipotek türü olan gemi ipoteği yolu ile yerine getirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Vadesi gelmiş olan veya ileride doğabilecek herhangi bir alacağın teminat altına alınabilmesi; bir başka anlatımla alacaklıya, alacağını gemiyi paraya çevirterek bedelinden alma yetkisi verilebilmesi için gemi siciline kayıtlı olan gemiler üzerinde gemi maliki ve alacaklı taraflar ara­sında sözleşme ile ipotek kurulabilir. Burada gemi sicilinden kasıt TTK kapsamında Türkiye’de tutulan gemi sicilleridir. Gemi ipoteği, denizcilik piyasasında geminin işletme mas­raflarının finansmanı için sıklıkla başvurulan bir yoldur fakat diğer alacaklar için de gemi ipoteği kurulabilir.

Gemi ipoteğinin sadece gemi siciline kayıtlı gemiler üzerin­de kurulabileceği hükmünün istisnasını belirtecek olursak; yabancı bir ülkede iktisap edilip, henüz Türk Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilmemiş olan gemilerde bayrak şehadetnamesine şerh tescil hükmünde olacaktır. Gemi sonradan sicile tescil edilirken bu istisnai durum kapsamındaki ipotekler kendiliğinden sicile geçirilir.

Gemi ipoteğinin sadece gemi siciline kayıtlı gemiler üzerinde söz konusu olabileceğini yukarıda belirtmiştik. Burada gemi siciline kayıtlı olamayan gemilerin durumunun ne olduğu sorusu akıllara gelmektedir. Gemi siciline kayıtlı olmayan gemiler ve diğer su araçları için TTK’da belirtilen gemi ipote­ğine ilişkin hükümler uygulanamaz. Bu durumdaki gemiler için, TMK’da belirtilen alacaklar ve diğer haklar üzerindeki rehinlere ilişkin hükümler uygulanabilecektir. Dolayısı ile si­cile kayıtlı olmayan gemiler bu yazımızın konusunun dışında kalmaktadır.

Sözleşme ile gemi ipoteğinin kurulabilmesi için; sicile kayıtlı olan geminin maliki ve alacaklının gemi üzerinde ipotek kurulması için anlaşmaları ve anlaşma konusu ipoteğin gemi siciline tescil edilmesi gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konular; gemi ipoteği kurulmasına yönelik anlaşmanın yazılı olması, anlaşmada bulunan imzaların no­ter tarafından tasdik edilmesi veya gemi ipoteği sözleşmesi­nin sicil müdürlüğünde akdedilmesi gerektiğidir. Görüldüğü üzere TTK, gemi ipoteği sözleşmesinin için resmi yazılı şekil öngörmüştür. Söz konusu şekil şartı yerine getirilmeksizin akdedilecek gemi ipoteği sözleşmeleri ile gemi ipoteği kurulması hukuken mümkün değildir. Gemi ipoteği, gemi si­ciline tescil anında hukuki olarak varlık kazanır. Gemi siciline tescil yapılmadığı sürece gemi ipoteğine dair yasaya uygun bir sözleşme yapılmış olsa dahi hukuken bir gemi ipote­ğinin varlığından söz edilmez. Gemi siciline tescil edilmesi gereken hususlar; alacaklının adı ve soyadı veya unvanı (uygulamada T.C. kimlik numarası, pasaport numarası, vergi kimlik numarası vs. gibi bilgiler de sicile kaydedilmek­tedir), alacağın tutarı, alacak faizli ise faiz oranı, varsa ikincil edimlerin tutarı ve ipoteğin derecesidir.

Geminin bütünü ya da belirli bir payı üzerinde ipotek kurulması mümkündür, bütün payları tek bir malikin elinde bulunan gemi ile ilgili olarak ayrı ayrı paylar üzerinde ayrı ayrı kişilere gemi ipoteği kurulamaz.

Gemi ipoteği, TTK’da TMK’ya yapılan atıf uyarınca geminin kendisinin yanında bütünleyici parçalarını ve eklentilerini de kapsamaktadır. Burada bütünleyici parça ve eklenti kavramlarını da TMK çerçevesinde kısaca açıklayacak olur­sak; yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı de­ğiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parça bütünleyici parçadır (örneğin geminin ana makinası). Eklenti ise; asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adet­lere göre işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleş­tirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır (örneğin geminin bağlama halatları). Gemilerin bütünleyici parça ve eklentilerinin gemi ipoteği kapsamın­da sayılmasının istisnai halleri bulunmaktadır. Söz konusu istisnai haller bütünleyici parçalar için, alacaklı lehine gemiye el konulmadan önce gemiden geçici bir amaç için olma­mak şartıyla ayrılıp uzaklaştırılırsa ipotek bu kapsamdaki bütünleyici parçaları kapsamayacaktır. Eklentilerdeki istisna ise, normal bir işletmenin gereği olarak bu durumundan çıkartılır veya alacaklı lehine gemiye el konulmadan önce gemiden uzaklaştırılırsa ipotek bu kapsamdaki eklentileri da kapsamayacaktır.

Yukarıda belirtilenlerle birlikte; kamulaştırılan geminin kamulaştırılma bedeli, gemi malikinin geminin ziyaı veya hasarından dolayı üçüncü şahıslara karşı sahip olduğu tazminat istemleri ve sigorta tazminatı da gemi ipoteğinin kapsamında bulunmaktadır. Ayrıca gemi malikine karşı ipo­teğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başlanmasından veya gemi malikinin iflasının ilanından başlayarak gemi ipoteğinin paraya çevrilmesi anına kadar işleyecek gemi kira bedelleri de ipoteğin kapsamında bulunmaktadır.

Gemi siciline daha önceden şerh edilmiş olan hakların son­radan tescil edilen tasarruflara karşı öncelikleri vardır. Şöyle ki; gemi siciline şerh edilmiş olan bir haktan sonra tescil edilecek gemi ipoteği, şerh edilmiş hakkı ihlal ettiği nispette geçerli olmayacaktır.

İpoteklerin tescil edildiği sıralama hukukta ipotek dere­cesi olarak tanımlanmaktadır. TTK’da, gemi ipoteğinin dereceleri ile ilgili olarak TMK’da bulunan taşınmaz rehini hakkındaki hükümlere atıf yapılmıştır. Buna göre; gemi ipoteğinin sağladığı güvence, tescilde belirtilen ipotek derecesi ile sınırlıdır. Bunun anlamı, üst derecede bulunan gemi ipoteği alacaklısı gemi bedelinden tatmin edilmede önceliklidir. Kendisinden önce bulunan ipoteğin miktarının tescilde belirtilmesi koşulu ile gemi üzerinde ikinci ve daha sonraki derecelerde de ipotek kurulabilmektedir. Birden fazla derecede gemi ipoteği bulunması durumunda; herhangi bir derecedeki ipotek terkin edildiğinde, sonraki derecede yer alan ipotek alacaklısının boşalan dereceye geçme hakkı bulunmamaktadır. Boşalan dereceye yeni bir gemi ipoteği kurulabilir.

gemi-ipotegi.jpeg

Gemi ipoteğinin derecesinin değiştirilmesi konusu ise doğ­rudan TTK’da düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut iki ipo­teğin derecelerinin değiştirilebilmesi için her iki ipotek ala­caklısının imzaları noterce onaylanmış sözleşme yapmaları veya gemi sicil müdürlüğünde anlaşmaları, gemi malikinin bu sözleşmeye onay vermesi ve bu durumun gemi siciline tescili yasal zorunluluktur. Bununla birlikte gemi üzerinde yeni bir gemi bir ipoteği kurulurken, gemi üzerinde mevcut­ta bulunan bir ipoteğin derecesi yeni kurulan gemi ipoteği lehine değiştirilebilir. Örneğin, önceden üzerinde dört farklı derecede ipotek bulunmaktayken gemi üzerinde yeni bir ipotek kurulması esnasında ikinci derecedeki ipoteğin sırası ile yeni kurulacak ipoteğin sırası (beşinci sıra) değiştirilebilir. Bunun için de derecesi değiştirilen ipotek alacaklısı ile gemi malikinin imzaları noterce onaylanmış sözleşme yapmaları veya gemi sicil müdürlüğünde anlaşmaları ve bu durumun gemi siciline tescili yasal zorunluluktur.

TTK’nın yürürlüğe girmesi ile yürürlülükten kaldırılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda gemi siciline kayıtlı gemile­rin hukuki nitelikleri taşınmaz olarak belirtilmekteydi. Yıllar içerisinde gerek ulusal gerek ise uluslararası finansman sistemlerinde meydana gelen gelişmeler sebebiyle gemilerin taşınmaz olarak hukuki işlemlere konu olması özelikle de gemi ipoteğinin paraya çevrilmesi aşamasında birçok soruna sebebiyet vermekteydi. Bu sebepten ötürü TTK’da sicile kaydedilen ve edilmeyen tüm gemiler taşınır olarak nitelen­dirilmiştir. Buradaki yegâne istisnai nokta; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 153/a maddesinde belirtilen, gemi ipo­teğinin paraya çevrilmesinde taşınmazlara ilişkin hükümlerin uygulanacağıdır. Anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere TTK’ya göre tüm gemiler taşınır olarak sayılmaktaysa da sicile kayıtlı gemiler üzerinde kurulabilen gemi ipoteğinin paraya çevrilmesinde taşınmazların paraya çevrilmesi ile ilgili olarak belirtilen usul ve esaslar uygulanacaktır.

Gemi ipoteği konusunda doğru bilinen yanlışlardan biri de ipotek konusu borcun ödenmemesi durumunda ipotekli geminin mülkiyetinin ipotek alacaklısına devredilebileceği düşüncesidir. Rehinin karşılığı olan borcun ödenmemesi durumunda rehin konusu eşyanın mülkiyetinin doğrudan alacaklıya geçmesi yasağı gemi ipoteğinde de geçerlidir. İpotek konusu borcun muaccel olmasından önce yapıla­cak olan sözleşmelerde; borcun ödenmemesi durumunda geminin mülkiyetinin kısmen ya da tamamen gemi ipoteği alacaklısına devredileceğine dair hükümler yasa gereği geçersiz olacaktır. Peki ipotek alacaklısı geminin icra yolu ile satış ihalesine katılabilir mi? İpotek alacaklısı, alacağından mahsup edilmek üzere ipotekli geminin icra yolu ile satış ihalesine katılabilir. Eğer ipotekli alacak miktarı ihalede be­lirlenecek gemi satış bedelinden daha düşük olursa ihaleyi alan ipotek alacaklısı aradaki meblağı ödemelidir.

Gemi ipoteğinin varlığı ipotek konusu alacağa bağlıdır. Alacağın herhangi bir sebeple sona ermesi ile gemi ipoteği de sona erecektir. Bunun yanında alacaklı ve borçlu sıfatla­rının aynı kişide birleşmesi, alacaklı ve malik sıfatlarının aynı kişide birleşmesi, tarafların anlaşması, alacaklının feragati, mahkemece ipoteğin düşmesine karar verilmesi gibi du­rumlarda da gemi ipoteği sona erecektir. Belirli bir süre için kurulan ipotek, bu sürenin dolması ile kendiliğinden düşer.

Gemi ipoteği sona erdiğinde mutlaka gemi sicilinden terkin edilmelidir. Sona ermiş olan ipotek gemi sicilinden terkin edilmediği müddetçe iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ipoteğin düştüğü hususu ileri sürülemeyecektir. Bu sebepten ötürü gemi sicilinin fiili duruma uygun hale getirilmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

Bu yazı toplam 650 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar