Oğuzhan ÖZTÜRKOĞLU
Volvo Penta Marin Satış Müdürü
2034’e kadar ürün yaşam döngüsü boyunca CO2 emisyonlarını %40 azaltmayı amaçlayan şirket, elektromobilite, hibrit sistemler ve alternatif yakıtlar alanında somut projeler yürütüyor. IPS gibi yüksek verimlilik sunan sistemlerle hem performans hem de kullanıcı deneyiminde yeni bir standart tanımlıyor. Bu dönüşüm vizyonunu Volvo Penta Türkiye Satış Müdürü Oğuzhan Öztürkoğlu ile konuştuk.
Volvo Penta’nın denizcilik sektöründeki sürdürülebilirlik hedefleri nelerdir ve bu hedeflere ulaşmak için hangi somut adımları atıyorsunuz?
Denizde sürdürülebilirliğin öneminin farkındayız. Müşterilerimiz, iş ortaklarımız, çalışanlarımız ve genel olarak toplum icin fark yaratmaya çalışıyoruz. Bu nedenle elektromobilite, yenilenebilir yakıtlar ve alternatif güç sistemleri gibi alanları kapsayan çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz, 2019’u referans yıl alarak, satılan ürünlerin kullanım ömrü boyunca, CO2 emisyonlarını 2034 yılına kadar %40 oranında azaltmaktır.
IPS (Inboard Performance System) teknolojiniz, geleneksel tahrik sistemlerine kıyasla ne gibi avantajlar sunuyor?
Volvo Penta IPS (Inboard Performance System) sistemi, çeşitli koşullarda ustun performans gösterecek şekilde tasarlanmıştır. Konvensiyonel sistemlere göre yüksek manevra kabiliyeti, verimlilik ve yaklaşık %30 oranında yakıt tasarrufu sağlayan IPS sistemi, kolay montaj ve yüksek pervane verimliliğine de sahiptir. Hem yat hem de ticari tekne ve gemilerde kullanılabilir olan IPS sistemi getirdiği birçok avantaj ile beraber kullanıcılara birçok farklı çözüm sunabilmektedir.
Volvo Penta 60 yılı aşkın suredir denizcilik sektöründe faaliyet gösteriyor. Bu süreçte sektöre kazandırdığınız en önemli yenilikler nelerdir?
Denizcilik sektöründe oncu firma olan Volvo Penta, özellikle son 20 yıllık donemde IPS sistemi ile birlikte sektörde ciddi fark yaratmıştır. Ayrıca konvensiyonel sistemlere uygun çözümleri ile de mevcut ürün gamını her daim ileriye taşıma hedefindedir. Özellikle sıfır emisyon hedeflerine yönelik AR-GE çalışmalarını hızla devam ettirmektedir. 2024 yılında lansmanı yapılan IPS Professional Platform ve değişken devirli marin tip jeneratörler buna örnek olarak gösterilebilir.
Alternatif yakıtlar ve hibrit çözümler konusunda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Hybrid sistemler için çözümlerimiz seri hybrid (SHEV) ve paralel hybrid (PHEV) sistemler olarak iki ana konsept ile tedarik edilebilmektedir. Seri Hybrid sistemlerde IPS ve diğer tüm sevk sistemi Volvo Penta tarafından tedarik edilmekte olup paralel hybrid sistemlerde ise, mevcut konvensiyonel sistemlere benzer şekilde sadece dizel motor ve akuple elektrik motoru olarak tedarik edilmektedir. Baştan son proje şeklinde değerlendirilerek gerekli teknik alt yapı ve değerlendirmeler Volvo Penta tarafından yapılmaktadır.
Türkiye pazarında Volvo Penta’nın konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yerel iş birlikleri ve servis ağı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mevcut ürün grubu ve tüm Türkiye’ye yayılmış servis ağı ile iş ortaklarımıza üstün hizmet ve kaliteli ürün sağlamaktayız. Uzun yıllardır sektörde lider konumda olan Volvo Penta, özellikle yenilikçi ürünleri ve hizmet odaklı yaklaşımı ile çıtayı daha da yukarıya çıkarmaktadır.
Gelecekte denizcilik sektöründe hangi teknolojik trendlerin öne çıkacağını öngörüyorsunuz ve Volvo Penta bu trendlere nasıl hazırlanıyor?
2030 ve 2054 sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda özellikle alternatif yakıt ve elektromobilite başlıklarının ön plana çıkması muhtemel gözükmekle beraber, hidrojenli sistemlere de yoğun çalışmaların olduğu bilinmektedir. Volvo Penta olarak vizyon tamamen bu doğrultuda ilerlemekte olup, AR-GE yatırımları büyüyerek devam etmektedir.
Volvo Penta’nın “Easy Boating” vizyonu kullanıcı deneyimini nasıl dönüştürüyor? Bu konseptin sektöre getirdiği yenilikler nelerdir?
Özellikle IPS sistemi, uçtan uca çözümler (pervaneden gaz koluna kadar) ile kullanım kolaylığı ve ihtiyaca yönelik birçok opsiyon sunmaktadır. Bu sayede daha önce tekne kullanma tecrübesi olmayan herkesi kolaylıkla tekne kullanabilir düzeye getirmektedir. Dinamik konumlandırma, joystick ile seyir, yardımcı yanaşma sistemi vb. sistemler örnek olarak gösterilebilir.
Denizcilik dışında endüstriyel motorlar alanında da faaliyet gösteriyorsunuz. Bu iki segment arasında teknoloji ve sürdürülebilirlik açısından nasıl bir etkileşim bulunuyor?
Volvo Penta motorlar ister endüstriyel ister marin tipte olsun, en yüksek teknoloji ve emisyon sınıfları ile üretilmektedir. Uluslararası regülasyonlar bu iki sektörde farklı isterler yaratabilmekte olup, zamanla birbirine evrilebildiği görülmektedir. Bu noktada Volvo Group bünyesindeki Volvo Penta bu gücü kullanarak sektörü takip eden değil, sektöre yön veren noktadadır.
Volvo Penta olarak tersanelerle ve tekne üreticileriyle nasıl bir iş birliği modeli izliyorsunuz? Ürün geliştirme süreçlerinde kullanıcı geri bildirimleri nasıl değerlendiriliyor?
Türkiye’de bulunan tüm tersane ve tekne üreticileri ile direkt olarak iletişimde bulunmaktayız. Hem yetkili servislerimiz hem de satış ağımız müşteri memnuniyetini yüksek seviyede tutmak için alınan geri bildirimler doğrultusunda her türlü aksiyonu planlayıp, almaktadır. Özellikle sektörün ne yöne doğru gideceğini öngörmek ve gelişim noktalarını tespit etmek açısından tüm iş ortaklarımız ile bu yakın ilişkiyi çok önemli görüyoruz.
2040 net sıfır emisyon hedefiniz doğrultusunda, yakın vadede piyasaya sunmayı planladığınız yeni teknolojiler veya motor çözümleri hakkında ipuçları verebilir misiniz?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, gelişen teknoloji, sektör eğilimi ve son kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda kesintisiz geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Bu aşamada alternatif yakıt ve elektromobilitenin ön plana çıktığı söylenebilir. Kesin olan bir nokta var ki, sıfır emisyon hedefi insan ve çevre odağını ön planda tutan Volvo Penta için değişmez bir hedeftir.