
AB'nin Rusya yaptırımları zirve öncesi anlaşmazlığa takıldı
G7 zirvesinin başarısız geçmesi ve İsrail-İran gerilimi sonrası, Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı düşürme önerisi büyük ölçüde rafa kaldırıldı.
Avrupa Birliği'nin Rusya’ya yönelik son yaptırım paketi, bu hafta yapılacak 27 liderin katılacağı zirve öncesi siyasi engellerle karşılaştı. Bu da yaptırımların ne zaman ve nasıl onaylanacağı konusunda belirsizlik yarattı.
Son günlerde iki ana çatlak ortaya çıktı:
İlk anlaşmazlık, Rusya'nın deniz yoluyla sattığı ham petrole uygulanan tavan fiyatla ilgili. Avrupa Komisyonu, Kremlin’in Ukrayna’daki savaşı finanse etmesini zorlaştırmak için mevcut 60 dolarlık tavan fiyatın 45 dolara düşürülmesini önerdi.
Ancak bu tavan fiyat sadece AB'nin kararı değil, G7 ülkeleri ve ABD ile birlikte alınmıştı. G7 liderleri geçen hafta Kanada’daki yıllık zirvede buluştuğunda, ABD Başkanı Donald Trump toplantıyı bir gün erken terk etti ve 45 dolarlık yeni tavan fiyatı desteklediğine dair hiçbir sinyal vermedi.
Trump, Beyaz Saray’a döndüğünden beri, Putin’in 30 günlük şartsız ateşkes teklifini reddetmesine rağmen, Ukrayna ve Batılı müttefiklerin Rusya’ya daha fazla baskı yapılması yönündeki çağrılarını dikkate almadı.
ABD'nin desteğinin olmaması AB’yi zor durumda bıraktı: Ya tek başına harekete geçecek ya da bu önemli ortak girişimi riske atmış olacaktı.
G7 zirvesinin sonunda Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, tavan fiyatın düşürülmesinin acil olmadığını söyleyerek gözlemcileri şaşırttı. İsrail-İran gerilimi nedeniyle petrol fiyatlarının zaten yükseldiğini belirtti.
Von der Leyen, “60 dolarlık tavan fiyatın etkisi azdı ama son günlerde petrol fiyatı yükseldi. Mevcut tavan bu yüzden işe yarıyor. Bu nedenle şu anda tavan fiyatı düşürmek için çok baskı yok,” dedi.
Ancak Dışişleri Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, iki hafta önce von der Leyen’le birlikte yeni yaptırımları tanıtan isim olarak, tam tersi bir görüş benimsedi. Kallas, Orta Doğu’daki çatışmaların Rusya'nın enerji piyasalarından daha fazla gelir elde etmesine yol açtığını ve bu nedenle 45 dolarlık tavanın gerekçesinin daha da güçlendiğini savundu.
“G7’den net bir yetki çıkmadığı için bazı üye devletlerin de tavan fiyat konusunda şüpheleri var. Herkes bu durumdan endişeli,” dedi Kallas pazartesi günkü dışişleri bakanları toplantısı sonrası.
“Ancak petrol fiyatının yükseldiğini bildiğimiz için, Rusya’nın Orta Doğu’daki bu savaş sayesinde gelir elde etmesi ve Ukrayna’daki savaşı finanse etmesi de iyi değil.”
Salı günü bir Komisyon sözcüsü, farklı görüşler arasında çelişki olmadığını söyledi ve 18. yaptırım paketinin hala ilk önerildiği şekilde geçerli olduğunu açıkladı. Sözcü, “Petrolde tavan fiyat önerimiz hala geçerliliğini koruyor,” diyerek kararın üye ülkelerin elinde olduğunu belirtti.
Ancak G7’deki başarısızlık ve Orta Doğu’daki gerilim yüzünden, üye ülkeler 45 dolarlık tavan fiyatın devam edip etmeyeceği konusunda görüş ayrılığı yaşıyor. Çünkü karar için oy birliği gerekiyor, bu yüzden bu tavan fiyat şu anda büyük ihtimalle iptal edilmiş durumda.
İkinci çatlak: Macaristan ve Slovakya’dan veto
İkinci çatlak Macaristan ve Slovakya’dan kaynaklı.
Bu iki ülke, son yaptırım paketini, Rus fosil yakıtlarının 2027’ye kadar kademeli olarak terk edilmesini planlayan yol haritasıyla bağlıyor. Her ikisi de Rusya’ya yönelik olsa da, teknik olarak bu iki konu farklı.
Mayıs ayında sunulan iddialı plan, Rusya’dan boru hattı ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımının kademeli olarak yasaklanmasını amaçlıyor. Geçen yıl AB’nin gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 19’u Rusya’dan geliyordu.
Komisyon bu aşamalı sonlandırmayı enerji politikası kapsamında ele alarak, onay için yalnızca nitelikli çoğunluk gerekecek şekilde formüle etti.
“Avrupa’da Rus enerjisi dönemi sona eriyor,” dedi von der Leyen.
Macaristan ve Slovakya, hala Rus gazı ve petrolüne bağımlı olan iki kara ülkesi olarak bu yol haritasına karşı çıkıyor. Bunun egemenlik haklarını ihlal edeceğini, tüketici fiyatlarını artıracağını ve enerji güvenliğini tehlikeye atacağını savunuyorlar.
Bu yol haritası veto edilemediğinden, bu iki ülke veto haklarıyla yaptırımları baskılıyor.
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, "Brüksel’in Macar ailelerin Kiev’e verilen desteğin bedelini ödemesine izin vermeyeceğiz," dedi.
Slovakya Dışişleri Bakanı Juraj Blanar ise yaptırımların içeriğine karşı olmadıklarını, ancak fosil yakıtlardan çıkış planıyla bağlantının "kesinlikle çok önemli" olduğunu söyledi.
Blanar, "Böyle riskleri göze alamayız, bu yüzden Slovakya’ya gelecek olumsuz etkilerin nasıl giderileceğine dair garanti istiyoruz," dedi.
Bu garantilerin ne olacağı henüz net değil.
Diplomatlara göre, olasılıklardan biri Macaristan ve Slovakya’nın Rus enerjisinden çıkışına destek olacak özel bir fon kurulması olabilir. AB’de ülkeler bazen siyasi destek karşılığında maddi yardım talep ediyor.
Ancak mevcut plana böyle bir para ayrılmamış, bu yüzden ek destek başka bir kaynaktan sağlanmalı.
Başka bir seçenek de Avrupa Komisyonu’nun taahhütler içeren bir açıklama yapması olabilir. Ocak ayında da benzer bir durum yaşandı; Ukrayna’nın Rus gazının kendi topraklarından geçişini durdurması üzerine Macaristan vetoyla tehdit etmişti. Komisyon, enerji altyapısının bütünlüğünün AB güvenliği için önemli olduğunu belirten bağlayıcı olmayan bir açıklama yapmış ve bu açıklama Budapeşte’nin vetosunu kaldırmasına neden olmuştu.
Yaptırım paketiyle ilgili tartışmalar perşembe günü yapılacak AB liderler zirvesine taşınacak. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun bu zirvede taleplerini zorlayacağı bekleniyor. Özellikle Orban, pazarlıklarda tavizler ve muafiyetler isteyen kararlı bir lider olarak biliniyor.
Yaşanan sorunlara rağmen diplomatlar, 30 Haziran’da sona erecek Polonya AB Konseyi Dönem Başkanlığı öncesinde yaptırımlarda anlaşma sağlanabileceğine inanıyor.
Polonya Devlet Sekreteri Ignacy Niemczycki salı sabahı şunları söyledi: "Perşembe günü zirveden çıkacak sonucu bekliyoruz. Perşembe’den sonra müzakerelerin çok daha kolay olacağını düşünüyorum. Hâlâ iyimseriz."
Niemczycki ayrıca, "Macaristan ve Slovakya’nın tutumları aslında farklı. Aralarında önemli farklar var. Ama evet, iyimser kalıyorum" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.