Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili stratejik konumuyla denizcilik alanında her geçen gün daha fazla söz sahibi olmaya devam ediyor. Bu gelişimin arkasında ise pek çoğumuzun günlük yaşamında farkına bile varmadığı ama deniz ulaşımının, liman işletmeciliğinin ve deniz ekosisteminin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyan bir çalışma alanı yer alıyor: Denizdibi tarama faaliyetleri.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen çalışmalar, sadece limanlarımızı genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin deniz ticareti kapasitesini artırarak ekonomik kalkınmaya önemli katkılar sağlıyor. Özellikle son yıllarda yapılan yatırımlar ve millî tarama filosunun kurulması sayesinde, Türkiye denizdibi taramada kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri haline geldi.
Kıyıların Görünmeyen Mimarları
Denizdibi tarama işlemleri; gemilerin güvenli geçişi, limanların kapasite artırımı, su yollarının açılması ve çevresel temizlik gibi çok yönlü faydalar sunuyor. Bu çalışmalar sadece teknik değil, aynı zamanda çevresel hassasiyet ve mühendislik disiplini gerektiriyor. Nitekim Avrupa’daki büyük liman kentlerinde—örneğin Rotterdam, Antwerp ve Hamburg gibi merkezlerde—tarama faaliyetleri yıllık planlamalarla, çevresel etki analizleri ve yüksek hassasiyetli ekipmanlarla yürütülüyor.
Türkiye de bu yönde önemli adımlar atıyor. Özellikle çevresel etkileri azaltan yöntemlerin uygulanması, tarama malzemelerinin doğaya geri kazandırılması gibi Avrupa’daki iyi uygulamaların ülkemizde de yaygınlaşmaya başlaması dikkat çekici. Örneğin bazı limanlarımızda çıkan temiz dolgu malzemesi, kıyı güçlendirme ve plaj restorasyon projelerinde değerlendirilmeye başlandı.
Derinlerdeki Emek: Tarama Gemisi Personeline Değer Vermeliyiz
Denizdibi tarama faaliyetlerinin başarıyla yürütülmesinde sadece yüksek teknoloji yeterli değildir. Bu operasyonların arkasında, deniz koşullarına meydan okuyan, teknik bilgiye sahip ve sorumluluk bilinci yüksek bir insan gücü vardır. Tarama gemilerinde görev yapan mühendisler, zabitler, teknisyenler ve güverte personeli; çoğu zaman zorlu hava koşulları altında, günlerce karadan uzak bir şekilde çalışarak, fiziki ve zihinsel olarak yüksek bir performans sergilemektedir. Denizdibi tarama filosu Ulaştırma Altyapı Bakanlığı Tersaneler Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğündeki denizcilik olarak tecrübeli bürokratlar tarafından koordine edilmektedir.
Bu alanda çalışan personele Avrupa'da uygulandığı gibi belirli sertifikalarla uzmanlık kazandırılması, Türkiye'deki sektörün hem nitelik hem de görünürlük açısından gelişmesini sağlayabilir. Örneğin Hollanda ve Belçika'da tarama faaliyetlerinde görev yapan personel, deniz inşaatı, çevresel kontrol ve ekipman kullanımı konularında modüler eğitimlere tabi tutuluyor. Bu sistemler sayesinde, tarama ekipleri sadece operasyonel değil, çevresel sorumluluk açısından da donanımlı hale geliyor. Türkiye’nin de bu doğrultuda eğitim ve sertifikalandırma sistemleri kurması, mesleğin profesyonel çerçevede tanınmasına katkı sağlayacaktır.
Millî Tarama Filosu: Dalgaların Altında Yerli Güç
Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü’nün resmî açıklamalarında da vurgulandığı gibi, ülkemiz dışa bağımlılığı azaltmak hedefiyle kurduğu millî tarama filosunu her geçen gün güçlendiriyor. Artık sadece kendi limanlarımızda değil, ihtiyaç duyulması halinde dost ve kardeş ülkelere de destek verecek kapasiteye sahibiz. Bu yaklaşım, Avrupa’da faaliyet gösteren DEME ve Boskalis gibi şirketlerin bölgesel etkisine benzer şekilde, Türkiye'nin de Doğu Akdeniz ve Karadeniz'de bir güç olma potansiyelini ortaya koyuyor. Denizdibi tarama faaliyeti kamu da Türk kıyılarında 3 bölge olarak görev yapmaktadır. Bunlar İstanbul bölge, İzmir Bölge ve Samsun Bölgeleridir.
Türkiye’nin dört bir yanında, Çandarlı’dan Mersin’e, Trabzon’dan Bandırma’ya kadar birçok bölgede aktif olarak sürdürülen tarama faaliyetleri sayesinde hem mevcut limanlar derinleştiriliyor hem de yeni lojistik merkezlerin önü açılıyor. Avrupa’daki liman altyapısı ile rekabet edebilmek için bu tarz yatırımların sürdürülebilir ve planlı bir şekilde devam etmesi kritik önem taşıyor.
Sadece Ekonomik Değil, Ekolojik de Bir Kazanım
Tarama işlemleri sadece ekonomik kalkınmanın değil, aynı zamanda çevresel korumanın da bir aracı. Uzun yıllardır kullanılmayan veya atıklarla dolmuş körfez ve kıyı alanlarının temizlenmesi, deniz yaşamının canlanmasına, su kalitesinin artmasına ve kıyıların doğal dokusunun korunmasına olanak sağlıyor. Avrupa’da olduğu gibi, Türkiye’de de bu tarama faaliyetlerinin doğaya zarar vermeden gerçekleştirilmesi için çevresel izleme ve planlama süreçleri önem kazanıyor.
Sessiz ama Hayati Bir Mücadele
Denizdibi tarama faaliyetleri, ilk bakışta gözden uzak, teknik ve belki de sıkıcı gibi görünebilir. Ancak gerçek şu ki bu faaliyetler hem denizciliğimizin geleceğini hem de mavi vatanımızın sağlığını şekillendiren temel çalışmalardır. Türkiye’nin bu alanda attığı kararlı adımlar, denizcilik vizyonunun ne denli derin ve stratejik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Unutmayalım ki, güçlü bir denizci ülke olmanın yolu, sadece gemilerden değil, denizin dibini bilen, orayı planlayan ve koruyan bir akıldan geçer. Ve o aklın en önemli parçası, bu emek yoğun alanda görev yapan deniz insanlarıdır.