İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, 2022–2026 çalışma döneminin 7. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda IMO Konsey üyeliği seçim sonucundan finansmana erişim sorunlarına, yeşil dönüşümden dünya bankası projelerine kadar birçok başlıkta sektörün beklentilerini ve çözüm önerilerini sıraladı. Ayrıca toplantıda sektörün mevcut durumunu, ihtiyaçlarını ve bakanlıklardan beklentilerini detaylı şekilde aktardı.
Toplantının açılışında konuşan Kıran, Türkiye’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’da düzenlenen 34. Genel Kurul toplantısında yeniden Konsey Üyeliğine seçilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kıran, “Konuşmama başlamadan önce dün aldığımız haber nedeniyle çok mutlu olduk. Türkiye Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün Londra'da yapılan 34. genel kurul toplantısında yapılan seçimler neticesinde IMO konsey üyeliğine yani Uluslararası Denizcilik Örgütü konsey üyeliğine yeniden seçildi. Sayın Bakanımın değerli ekibini ve Dışişleri Bakanlığı mensuplarımızı tebrik ederken sektörümüz adına takdir ve şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Kıran, konuşmasında dünya genelinde barış, çevre ve ekonomi alanlarında ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçildiğini hatırlatarak, Türkiye ekonomisinin de küresel belirsizliklerin etkisi altında olduğunu ifade etti:
“Dünyanın barış, çevre ve ekonomik konuları başta olmak üzere çok önemli sorunlarının var olduğu zor bir dönemden geçiyoruz. Türkiye ekonomisi de küresel belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin etkisi altında olan bir süreçten geçiyor. Enflasyonla mücadele, üretim, ihracat ve istihdam dengesini koruyarak büyütülmeye çalışılıyor.”
Finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve maliyet baskılarının sektör üzerindeki etkilerini vurgulayan Kıran, özellikle iklim değişikliği, sera gazı azaltımı, alternatif yakıtlar ve yeni nesil teknolojilere geçiş gibi başlıkların denizcilik sektörünün önündeki en kritik gündem maddeleri olduğunu belirtti.
Kıran, küresel ticarette artan korumacılık eğilimleri ve sınırda karbon düzenlemelerinin üretim ve yatırım politikalarında dönüşüm zorunluluğu yarattığını söyledi.
“Tüm bu gelişmeler sürdürülebilir bir deniz taşımacılığı için daha çevreci, daha dijital ve siyasi risklere karşı daha dirençli hale gelmek; bunun için uygun planlar ve stratejiler geliştirmemiz gereken bir geleceğe hazırlanmamız mecburiyetinde olduğumuza işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.
Sektörün sorun ve çözüm önerilerini bakanlıklara düzenli olarak arz ettiklerini belirten Kıran, koster filosunun yenilenmesi ihtiyacına da dikkat çekti.
“Malumunuz Türk sahipli deniz ticaret filosunun geliştirilmesi ve desteklenmesi kapsamında deniz ticaret filosunun öncelikle koster filosunun kısa orta vadede yenilenmesi ihtiyacı vardır.” dedi.
Gemiler için sağlanan döner sermaye teşviklerinin artan maliyetler nedeniyle yeterince kullanılamadığını belirten Kıran, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteklerinin bu sürece entegre edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca kredi garanti fonu aracılığıyla kefalet ve teminat sistemi oluşturulmasını talep etti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı döner sermayesindeki kaynağın sektörün filo, tersane, liman ve yeşil dönüşüm yatırımlarına daha fazla aktarılması gerektiğini belirten Kıran, Merkez Bankası kaynaklı yatırım kredilerinde yeni gemi inşa projelerinin de faydalanması için girişimde bulunduklarını ifade etti.
Konuşmasında Merkez Bankası kredileri için teknoloji alanları listesine yeşil dönüşümlü yeni nesil alternatif yakıtlı deniz araçlarının eklenmesi gerektiğini vurgulayan Kıran, bu konuda Sanayi Bakanlığı ve Merkez Bankası nezdinde resmi başvurular yaptıklarını, Ulaştırma Bakanlığı’ndan da destek beklediklerini söyledi.
Dünya Bankası’nın 70 yıl sonra ilk kez Türkiye’nin denizcilik sektörü için proje başlatmış olmasına da değinen Kıran, projenin hızlandırılması çağrısı yaptı:
“Proje iyi başlamıştı. Bir inkıtaa uğradı şu anda. Bunun tekrar hızlandırılması hayata devam ettirmesi konusunda desteğinize arz ediyorum.”
Ayrıca, EBRD ve IMO ile yürütülen denizcilikte dekarbonizasyon ve yeşil enerji projelerine dikkat çekerek, Marmara Denizi’nde seçili gemilerin elektrifikasyon potansiyeline yönelik fizibilite çalışmalarının sürdüğünü hatırlattı.
Balıkçı barınakları konusuna da değinen Kıran, Türkiye’de 385 barınağın bulunduğunu ve bu alanda Tarım Bakanlığı ile birlikte kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti:
“Dolayısıyla bu konuda Tarım Bakanlığımız ile sizin de müdahil olacağınız bir şekilde bir çalışma yapılmasını değerlendirmenize arz ediyoruz.”
DTO çatısı altında 48 meslek komitesinin bulunduğunu ve her birinin farklı sorunlara sahip olduğunu ifade eden Kıran, toplantının sektörün tüm taleplerini dile getirmek için önemli bir zemin sunduğunu belirtti.
Konuşmasını, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’na teşekkür ederek tamamladı:
“Her zaman olduğu gibi sektör idare iş birliğine en üst seviyede devam edeceğimize olan inancımız tamdır. Denizcilik sektörüne gösterdiği yakın ilgiden ötürü Sayın Bakanımız Abdülkadir Uraloğlu'na ve kıymetli ekibine bir kez daha teşekkürlerimi sunuyor. Toplantımızın başarılı geçmesini ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise yaptığı konuşmasında, dün Karadeniz'de iki gemiyle ilgili patlamalar veya saldırılar noktasında süreci yakından takip ettiklerini belirterek, kıyı emniyeti ve sahil güvenliğin gerekli müdahalelerde bulunduğunu kaydetti.
"KAIROS isimli gemiye Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğümüz gerçekten yangın sürerken başarılı müdahaleyle dünyadaki farklı ülkelerden 25 denizciyi iyi bir operasyonla kurtardılar." diyen Uraloğlu, kıyı emniyeti ve bakanlık çalışanlarına teşekkür etti.
Uraloğlu, "Bunlar riskli durumlar, denizcilerin maalesef riskli bölgelerde karşılaşabileceği durumlar. Diğer gemiyle (VIRAT) ilgili de orada hayati tehlikenin olmadığını ve yakından ilgili birimlerimizin takip ettiğini tekrar belirtmek isterim. Bütün denizcilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum." ifadelerini kullandı.
Denizciliğin meslekten öte yaşam tarzı, kader birliği olduğunu vurgulayan Uraloğlu, ekmeğini denizden çıkarmanın ne demek olduğunu burada bulunanların iyi bildiğini kaydetti.
"2025, Türk denizciliğinin altın yılı olarak tarihe geçti"
Bakan Uraloğlu, denizin cömert olduğunu çünkü alın teriyle, cesaretle, sabırla emek veren herkese bereketini, rızkını fazlasıyla bahşettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"İşte bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın kaptanlığında, denizcilikten sorumlu Bakanlık olarak attığımız her adımı bu şuurla atmaya gayret ediyoruz. Denizlerimizi mavi vatanımız bildik, denizciliği milli ve öncelikli sektör kabul ettik ve hamdolsun bugün Türkiye, 217 liman tesisi, 85 faal tersanesi, 186 tekne imal ve çekek yeri, 65 yat limanı, 23 gemi geri dönüşüm tesisi, 400 balıkçı barınağı ve 1 milyonu aşan amatör denizcisiyle dünyanın önde gelen denizci ülkeleri arasında yer almaktadır. 2025 yılının ise Türk denizciliğinin altın yılı olarak tarihe geçtiğini özellikle ifade etmek isterim."
Yaptıkları son programlarda Türk Deniz Ticaret Filosunu dünya sıralamasında ilk 10'a taşıyacaklarının sözünü verdiklerini hatırlatan Uraloğlu, "Verdiğimiz her söz gibi bu sözümüzü de tuttuk ve 2002'de 8,9 milyon dedveyt ton ile 17'nci sırada olan Türk sahipli filo, 2025'in ilk yarısında 2 bin 203 gemisiyle 53,1 milyon dedveyt tonla dünya sıralamasında 10'uncu sıraya yükseldi. Elbette bu bizim için yeterli değildir. Daha üst sıralara inşallah çıkmış olacağız." diye konuştu.
Uraloğlu, limanlarda da rekor üstüne rekor kırıldığının altını çizerek, "2002 yılından bu yana limanlarımızda elleçlenen yük miktarı yüzde 180, konteyner miktarı ise yüzde 443 arttı. 2024 yılında limanlarımızda elleçlenen yük miktarı yaklaşık 532 milyon tona, konteyner miktarı ise 13 milyon 529 bin TEU'ya ulaştı. Uzun yıllardır dünyanın en fazla konteyner elleçleyen ilk 100 limanı arasında olan Ambarlı, Kocaeli, Tekirdağ ve Mersin limanlarımızın yanına bu yıl ilk kez listeye giren Aliağa Limanı'mızı da ekledik. Dünyanın en fazla konteyner elleçleyen 100 limanı arasında 5 limana sahip olmamız, ülkemizin deniz lojistiğindeki gücünü küresel arenada da tescil etti." ifadelerini kullandı.
"Türk gemi adamlarımız Panama bayraklı gemilerde de görev alabilecek"
Londra'da bu hafta başında düzenlenen Uluslararası Denizcilik Örgütü 34. Genel Kurulu'nda, Umman Sultanlığı ile "Denizcilik Alanında İş Birliğine Dair Anlaşma" ve "Ulaştırma Koridorları ile Haberleşme Alanlarında Mutabakat Zaptı"nı imzaladıklarını anımsatan Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Denizcilik alanındaki anlaşmamız, ülkemizin imzaladığı 65. denizcilik anlaşması oldu. Bu anlaşmalarla Umman'dan gelen yüklerin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Avrupa'dan gelen yüklerin Orta Doğu'ya aktarılması noktasında önemli anlaşmayı hayata geçirmiş olduk. Diğer büyük müjdemiz ise dünyanın en büyük ikinci bayrak devleti filosuna sahip olarak denizcilikte en etkili ülkelerinden biri olan Panama ile Gemi Adamlarının, Eğitim Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartları Sözleşmesi'ni imzalamış olduk. Bu anlaşmayla yeterlik belgelerimizin tanındığı ülke sayısını da 42'ye yükseltmiş olduk. Bu sıradan anlaşma değil çünkü Türk gemi adamlarımız bundan böyle dünyanın en büyük ikinci filosuna sahip Panama bayraklı gemilerde de görev alabilecek. Bu anlaşma, denizcilerimizin küresel istihdam imkanlarını büyük ölçüde artıracak, ticaretimizi geliştirecek ve Türkiye'nin küresel denizcilikteki görünürlüğünü zirveye çıkaracaktır."
Uraloğlu, hayata geçirdikleri projeler, çalışmalar ve başarılı diplomatik temaslarının, Türkiye'nin uluslararası denizcilik arenasındaki yerini en üst sıralara taşıyarak ülkeyi denizcilik alanında karar verici ülkeler arasında saygın konuma yükselttiğine işaret ederek, daha dün Türkiye'nin Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyeliğine 139 ülkenin desteğini alarak üst üste 14'üncü kez seçilmesinin bunun en güzel kanıtı olduğunu söyledi.
Son 23 yılda inşa ettikleri yeni yat limanlarıyla, sürekli artan bağlama kapasitesiyle Türkiye'yi yat turizminde de cazibe merkezi haline getirdiklerini vurgulayan Uraloğlu, "2002'de 41 olan yat limanı sayımızı en son Gazipaşa Yat Limanı'mızı da hizmete açarak 65'e çıkardık. 8 bin 500 olan bağlama kapasitemizi de yaklaşık 26 bine ulaştırdık. Yani yaklaşık 3 kat artırmış olduk. Yapımı devam eden Datça Yat Limanı, Tekirdağ Yat Limanı, İstanbul'da Haliç Yat Limanı ve Kompleksi ve Mersin Aydıncık Yat Limanları ile bu vizyonu daha da büyütüyoruz." dedi.
Kruvaziyer turizminde de büyük başarılara imza attıklarına dikkati çeken Uraloğlu, "2025'in 10 ayında limanlarımıza uğrak yapan kruvaziyer gemi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15'lik artışla 1278 oldu. Kruvaziyerle gelen yolcu sayısı ise 2 milyon 21 bine ulaşmış durumda. Zaten bu yıl 2 milyon yolcu sınırını rahatlıkla aşacağımızı öngörüyorduk ama bu başarıyı yılın 10'uncu ayında yakalamış olmaktan mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu yıl sonu 2 milyon 259 bin olan 2013 yılının rekorunu da geride bırakacağız." diye konuştu.
"Yeni Ro-Ro hatları kurmayı sürdürüyoruz"
Bakan Uraloğlu, Ro-Ro taşımacılığında da büyük başarılar elde etmeye devam ettiklerini anlatarak, "Geçen yıl 706 bin birimdeki yükü deniz yoluyla taşımıştık. Bu yıl da 10 aylık sürede 600 binden fazla araç taşıyarak bu alandaki artış trendimize devam ediyoruz. En son ülkemizden İtalya'ya da uluslararası düzenli Ro-Ro seferleri başlatmıştık. Kara yolu ağırlıklı taşımacılığımızı denizlere aktarmak için yeni Ro-Ro hatları kurmayı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Yeni yat limanlarıyla yat bağlama kapasitesini yükseltirken, vatandaşlar için cazip yaşam tarzı haline gelen tekneciliğin gelişimiyle de gezi, eğlence, dinlence ve spor için özel tasarlanmış küçük tonajlı teknelerin sayısının da 135 bine çıktığını aktaran Uraloğlu, şöyle devam etti:
"Bu artışla tekne ve yat yapım sanayimizde dünya pazarında önemli yere gelmiş olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Ülkemiz 2025 yılında yat projeleri sipariş defterinde toplam boy uzunluğuna göre dünyada İtalya'nın ardından 2'nci sıraya yükselmiş durumda. Gemi sanayimiz 2024 yılında 1,91 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu değerin dörtte birinden fazlasını katma değeri çok daha yüksek olan yat inşa sanayimiz oluşturdu. İhracatta 2 milyar dolara ulaşan yat ve teknecilik sektörümüzün yan sanayi ile ekonomik büyüklüğü 5,5 milyar dolara ulaştı. Pazarın yıllık büyüme oranı ortalama yüzde 20'ler seviyesinde."
Uraloğlu, küresel olarak yat ve tekne endüstrisinin sürekli yenilik ve teknolojik ilerlemeye odaklanmış durumda olduğunu belirterek, "Özellikle çevre dostu teknolojiler, enerji verimliliği, otonom seyir sistemleri gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu kapsamda çevreci anlayışla yenilenebilir enerji kaynakları ve alternatif enerji kullanma konusundaki başarılarımızın sonucu olarak elektrikli, hibrit yatlar da ülkemizde üretiliyor." dedi.
Türkiye'nin modern yat üretiminin yanı sıra dünyada önemli bakım ve onarım merkezi haline geldiğini vurgulayan Uraloğlu, son yıllarda yeni inşa yanında mevcut yatlarda yapısal veya tasarımsal değişikliklerin yapıldığı refit ve retrofit konularında da Türkiye'ye gelen taleplerin dikkat çekici şekilde arttığını kaydetti.
Uraloğlu, denizcilerin üzerindeki yükü paylaşmak için 2004 yılında ÖTV'siz yakıt uygulamasını hayata geçirdiklerini hatırlatarak, "Bugüne kadar sektöre yaklaşık 20 milyar liralık ÖTV'siz yakıt desteği sağladık. Denizcilikte yeşil dönüşüm için yürürlüğe koyduğumuz ve mart ayında yenilediğimiz 'Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair Yönetmelik' kapsamında destek mekanizmasını oluşturduk. Verdiğimiz teşvikler sektörümüz tarafından yoğun talep görmeye devam ediyor." şeklinde konuştu.
Denizcilikten sorumlu Bakanlık olarak daha yapacakları çok iş olduğunu bildiklerini vurgulayan Uraloğlu, denizcilik sektöründe çok daha etkin ve verimli hizmet sunmak için birlikte çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ın başkanlık ettiği, "7. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısına", Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sakarya Valisi Rahmi Doğan, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, UAB Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Mustafa Bankaoğlu, Meclis Başkan Yardımcısı Emin Eminoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri, Şube Yönetim Kurulu ve Meslek Komiteleri Başkan ve Üyeleri ayrıca denizcilik sektöründen birçok temsilci katıldı.