Elverişli Bayrak ve Panama Gemi Sicili

Av. Cem CONGAR

Panama Kanalı, dünyanın en tanınmış yapay kanallarından biridir ve uluslararası siyasi ve ekonomik kaygıların bağlantı noktasında yer almaktadır. Amerika kıtasının en dar bölgesinde inşa edilmesi nedeniyle Pasifik ve Atlantik okyanusları arasında her yıl yaklaşık 14.000 gemi geçiş yapmaktadır. Panama Kanalı’nın 2016'daki genişlemesinin ardından, bu su yolundan yılda yaklaşık 14.000 geçiş kaydediyor, bu da küresel ticaretin yüzde 6'sına eşit bir değerdir. 

Modern dünyanın harikalarından biri olarak kabul edilen Panama Kanalı, 109 yıl önce hizmete açıldı ve Atlantik ile Pasifik Okyanuslarını birbirine bağlayarak uluslararası ticaret ve askeri ulaşım için yeni bir rota sağladı. 

31 Eylül 2015 itibariyle Panama Kanalı'nı kullanan denizcilik şirketleri, dünyanın en büyük üç denizcilik holdingi olan Maersk (Danimarka), MSC (İsviçre) ve CMA CGM (Fransa) dahil olmak üzere 18 ülkeden gelmektedir. Orta Amerika'da yer alan nispeten küçük bir ülke olan Panama, uzun zamandır denizcilik sektörünün kilit isimlerinden biri olmuştur. Panama’nın denizcilik sektörü açısından kilit bir ülke olmasının önemi “Panama Kanalı’nın mevcudiyetinden ileri gelse de kesinlikle tek neden bu değildir. Zira 2022 yılı itibariyle Panama en büyük gemi siciline sahip ülke sıfatına sahip olarak sektördeki öncelikli yerini korumaktadır.  

Panama'nın Kısa Tarihi
İspanyol kâşif Vasco Nunez de Balboa tarafından 1513 yılında keşfedilen ve bugün Panama olarak bilinen ülke toprakları İspanyol İmparatorluğu tarafından sahiplenilmiştir. Yüzyıllar süren İspanyol egemenliğinin ardından Panama, Venezuela, Kolombiya, Ekvador ve Peru ile Brezilya'nın bazı bölgelerini kapsayan "Gran Columbia" 1821'de İspanya'dan bağımsızlığını kazandı. 82 yıl sonra ise Panama, Amerika Birleşik Devletleri'nin de yardımıyla, Hay-Bunan Varilla Antlaşması sayesinde Kolombiya'dan bağımsızlığını kazandı fakat söz konusu antlaşma ile bağımsızlığını kazanan Panama yerine ABD'ye Atlantik ve Pasifik Okyanusları arasında bir kestirme yol oluşturan Panama Kanalı'nı inşa etme ve yönetme hakkı verildi.

Panama Kanalı'nın inşası 1914 yılında tamamlanmıştır. Kanal, Torrijos- Carter anlaşmalarının imzalandığı 1977 yılına kadar öngörülen bir yönetim değişimi olmaksızın ABD tarafından yönetilmiştir. Torrijos-Carter anlaşmalarına göre Panama Kanalı'nın yönetimi ve mülkiyeti 31 Aralık 1999 senesi ABD'den Panama'ya devredilecekti. Panama Devleti, söz konusu anlaşmaya uygun bir şekilde, belirtilen saat ve tarihte Panama Kanalı’nın operasyonlarının tam kontrolünü üstlenmiş oldu.

Panama Kanalı'nın idaresi Panama Devleti’ne geçmesinden bu yana Panama, istikrarlı bir şekilde gelişmekte ve Orta ve Güney Amerika'daki birkaç istikrarlı ülkeden biri olarak görülmektedir.

Panama Kanalı
İnsan yapımı su yolları (kanallar), uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırarak coğrafyayı değiştirdikleri için küresel lojistik açısından büyük önem taşımaktadırlar. Uluslararası deniz ticareti için önemli bir kanal (su geçidi) ve özel bir su yolu olan Panama Kanalı (77 kilometre), Orta Amerika'daki Panama Kıstağını keserek Karayip Denizi üzerinden Atlantik'i Pasifik Okyanusu'na bağlayan gemi kanalı olarak onlarca yıldır çok önemli bir rol oynamaktadır. Kanal, on yedi yapay göl, birkaç iyileştirilmiş yapay kanal ve iki set kilitten oluşur. Alajuela Gölü ise Kanal için bir rezervuar görevi görür. 

Tarihsel olarak, kuru ve sıvı dökme sektörleri Kanal'ın gelirlerinin çoğunu oluşturmuştur. Ancak son zamanlarda konteynerli kargo sektörü, Kanalın ana gelir kaynağı olarak kuru yük sektörünün yerini alarak, kuru yük sektörünü ikinci sıraya taşıdı. Öte yandan, araç taşıyıcıları sektörü, dökme sıvı sektörünün yerini alarak üçüncü gelir üreticisi haline geldi.

Küresel lojistik açısından Panama Kanalı, entegre ulaşım merkezinin bir parçasıdır ve Karayipler üzerinde büyük bir etkisi olacaktır. Bölgenin ekonomik istikrarı, büyük ölçüde, her yıl kanaldan geçen 235 milyon ton daha fazla yükün güvenli ve hızlı bir şekilde taşınmasına bağlıdır. Panama Kanalı'nın yeni genişletilmiş su yolu, hiç şüphesiz Panama'yı küresel nakliye ağlarını oluşturduğu Amerika'daki en önemli aktarma merkezi haline getirerek, onun coğrafi konumunun değerini ve avantajını son derece artıracaktır.

1914 yılında inşa edilen ve sonuncusu 2016 yılında olmak üzere yıllar içerisinde birçok kez yenilenen ve modernize edilen Panama Kanalı, dünyanın en önemli iki yapay su yolundan biridir. 1914'ten 1979'a kadar ABD'nin kontrolünde olan Panama Kanalı 1979'dan 1999'a kadar Torrijos - Carter anlaşmaları gereği ABD ve Panama Yönetimlerinin ortak bir ajansı tarafından yönetilmiştir. Anlaşma gereği, kanal idaresinin tamamen Panama’nın üzerine geçtiği 1999 yılından beri ACP (Autoridad Del Canal De Panama [Panama Kanalı Otoritesi]) kanalın idaresine hâkim olan Devlet pozisyonundadır. 

Panama Kanalı inşa edilmeden önce, Amerika kıtalarının doğu ve batı kıyıları arasında seyahat eden gemiler Güney Amerika'daki Horn Burnu'nu dolaşmak zorundaydı; bunun anlamı ise yaklaşık 8.000 deniz mili daha uzun olan ve tamamlanması yaklaşık iki ay süren bir sefer demekti. New York'tan San Francisco'ya seyahat eden bir geminin 20.921 kilometre yol kat etmesi gerekirken, Panama Kanalı’nı kullanarak yola devam etmeyi tercih etmesi ile mesafenin 8.360 km.’ye düşmesi sonucu hem zamandan hem de paradan (yakıta verilecek) tasarruf kazanılmış olunacaktır. Kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir. Bu basit karşılaştırma bile Panama Kanalı'nın deniz taşımacılığı için ne kadar önemli bir pozisyonda olduğunu göstermektedir, zira kanal sayesinde zamandan ve yakıttan büyük ölçüde tasarruf edilebilmekte ve bu tasarruf da Gemi Maliki olan Donatan ve Gemi İşletenleri için ek karlara dönüşebilmektedir; ancak sağlanan bu kolaylık kanaldan geçişin ücretsiz olduğu düşüncesine meyil vermemelidir.

Panama Kanalı Transit geçiş ücretlerindeki en güncel değişim 1 Ocak 2023'te yapılmıştır; kullanılan kilitlere ve gemi büyüklüğü kategorisine (normal, süper veya Neopanamax) bağlı olarak transit geçiş başına sabit bir tarife getirilmiştir. Neopanamax gemiler, 10.000 TEU'dan daha az TTA kapasitesine ve 10.000 TEU'dan daha fazla TTA (Toplam TEU İzni) kapasitesine sahip gemiler olarak ayrılmakta iken, TTA'sı 10.000'den fazla olan bir Neopanamax gemisi kanaldan geçiş başına 300.000 USD sabit bir fiyat öderken, TTA'sı 10.000 TEU'dan az olan bir gemi 200.000 USD ödemektedir. Ücret, 100.000 USD ve benzeri her gemi sınıfı için farklıdır.

Panama Kanalı'ndan her yıl 13.000 ila 14.000 gemi ve 270 milyar dolar değerinde kargo geçmektedir. Küresel Araştırmacı Gazetecilik Raporu'na göre dünyanın toplam ticari filosunu oluşturan 90.000 ticari gemi olduğu düşünüldüğünde bu rakam oldukça etkileyicidir. Panama Kanalı'ndan geçen gemi ve kargo trafiği yılda toplam 2,6 Milyar USD gelir getirmektedir.

Panama Kanalı, Panama'nın Denizcilik Endüstrisi için öneminin esaslı bir nedeni olarak görülebilse de genellikle Panama Kanalı'nın gölgesinde kalan çok önemli bir neden daha vardır. Kanal, uzun yıllar ayrıcalıklı bir konuma sahip olmasına rağmen, giderek artan bir şekilde diğer çevrelerden gelen rekabetle karşı karşıya kalıyor. Uzak olmasına rağmen, Meksika, Kolombiya veya Nikaragua üzerinden Panamax sonrası gemileri barındırabilecek olası yeni bir kanal ve iki kıyıdaki limanları birbirine bağlayan bir demiryolu için iki özel teklif üzerine spekülasyonlar devam ediyor.

Eleştirmenler, Kanal geçiş ücretlerinde planlanan artışla ilgili endişelerini de dile getirerek, Süveyş Kanalı'nın Asya'dan ABD Doğu Kıyısına giden kargo için uygun bir alternatif olabileceğini öne sürdüler. Yine de Panama Kanalı'na olan talep artmaya devam ediyor.

Arktik Okyanusu'ndaki artan buz erime hızı, Kuzeybatı Geçidi'nin gelecekte bir noktada ticari nakliye için uygun hale gelebileceğine dair spekülasyonlara yol açtı. Bu rota, Panama Kanalı ile karşılaştırıldığında Asya'dan Avrupa'ya giden rotada 9.300 km (5.800 mil) tasarruf sağlayacak ve muhtemelen trafiğin bir kısmının bu rotaya yönlendirilmesine yol açacaktır. Bununla birlikte, böyle bir rota, yılın bazı zamanlarında buzlanma ve çözülmemiş bölgesel sorunlar nedeniyle hala önemli sorunlar barındıracaktır.

Elverişli Bayrak ve Panama Gemi Sicili
Gemi Tescili, deniz taşımacılığının önemli bir parçasıdır. Bir geminin, bir devletin siciline kaydedilmesiyle, tıpkı bir insan gibi gemiye de kayıtlı olduğu devletin "vatandaşlığı" verilir. Uluslararası hukuk, her geminin bayrak devleti olarak adlandırılan bir ülkede kayıtlı olmasını gerektirir. Gemi tescil edildikten sonra bayrak devletinin yasalarına ve kontrolüne tabi olur. Ancak elbette Panama'nın gemi siciliyle nasıl bir ilişkisi olduğu asıl akla gelen sorudur.

Tıpkı insanlar gibi, tüm gemi sicilleri de aynı değildir ve aralarındaki temel fark açık ve kapalı gemi sicilleridir. Kapalı gemi sicilleri, yabancı sahipli ve yabancıların kontrolü altındaki gemilerin tesciline izin vermeyen gemi sicilleridir; bu nedenle, yalnızca kendi vatandaşlarının sahip olduğu veya kontrol ettiği gemilerin tescil edilmesine izin vermeyi seçen devletler, kapalı gemi sicili ülkeleri olarak tanımlanabilir. Açık sicil, adındaki "açık" kelimesinin de belirttiği gibi, yabancı sahipli ve kontrollü gemilerin tesciline izin verir, ancak bir armatör neden gemisini farklı bir devlet siciline kaydettirmek isteyebilir sorusu da burada akıllara ayrıca takılmaktadır.

Bugün Panama, Marshall Adaları, Liberya, Hong Kong, Singapur ve Malta gibi küçük devletlerin gemi sicilleri, dünya ticaret gemilerinin yarısından fazlasını ve ölü ağırlık tonajı bakımından tüm dünya filosunun neredeyse %40'ını oluşturmaktadır. Kayıt sayılarından da anlaşılacağı üzere, bir gemiyi bu devletlerin gemi siciline kaydettirmenin avantajları oldukça fazladır. Panama ise, Dünya Filosunun Dwt (Dedveyt Tonaj) 'sinin %20'si (350 Milyon Dwt) ile Dedveyt Tonaj açısından en fazla geminin kayıtlı olduğu ülke olarak başı çekmektedir.

Bir Gemiyi Panama Gemi Siciline Kaydettirmenin faydaları aşağıda sıralanmaktadır:

•    Bir Gemiyi Panama gemisi olarak kaydettirmek için diğer ülkelere göre daha düşük maliyetler içermesi,

•    Panama gemisi olarak 25 yaşında bir gemi bile tescil ettirebildiğinden, gemi yaş sınırı olmaması,

•    Mürettebatın uyruğuna ilişkin esnek gereklilikler,

•    Minimum tonaj gereksinimi bulunmaması,

•    Panama Devleti hem yabancı gemilerin hem de Panama'ya kayıtlı gemilerin başka bir devlete kaydedilmesine izin verdiği için Çift Kayıt imkânı sağlıyor olması,

•    Düşük ve rekabetçi ücretler,

•    Uluslararası ticarete katılan gemilerden elde edilen gelirin vergiden muaf olması.

Sonuç olarak Panama, kanallarından geçen 13.000 ila 14.000 gemi ve 270 milyar dolar değerindeki kargo ve gemi siciline kayıtlı Dwt'ye göre dünya filosunun yaklaşık dörtte biri ile denizcilik endüstrisi için en önemli devletlerden biri haline gelmiştir. Deniz ticaretinin de dijitalleştiği ve hızla geliştiği bir çağda, her tür gemi için "açık sicil" tutmaya devam edildiği müddetçe, bu küçük Orta Amerika ülkesi için gelecek parlak görünmektedir.

Ayrıca Panama Kanalı'nın, Maersk ‘in 194 feet genişliğinde ve 1,312 feet uzunluğunda, 18,000 adet 20 feet konteyner kapasiteli dünyanın en büyük konteyner gemileri olan Triple E sınıfı gemileri gibi günümüzde inşa edilmekte olan süper boyutlu gemileri barındırabilmesi için yakın gelecekte önemli değişiklikler geçirmesi gerekebilir. Şu anda bu gemilerin kanaldan geçmesi mümkün değildir.