İklim değişikliği, artan su kıtlığı, kirlenmiş denizler ve baskı altındaki su havzaları, ertelenemeyecek çevresel, ekonomik ve yaşamsal öncelikler haline gelmiş durumda. Günümüzde çevre teknolojilerinin, çevre ve denizlerin korunması için bütünsel çözümler sunduğunu ifade eden Kazancı Çevre Tekniği Genel Müdürü Artun Kazancı ileri düzey arıtma, mikro bakteriyel ürünler, biyoremediasyon ve koku nötralizasyonu ile önemli kazanımlar sağlanabileceğini ifade etti.
5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 8 Haziran Dünya Okyanus Günü ülkemizde ve dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanırken, çevre ve denizler insanlığa ertelenemeyecek uyarılarda bulunmayı sürdürüyor. Marmara Denizi’ne kıyısı olan birçok bölgede yeniden müsilaj oluşumları gözlemleniyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 8 Haziran Dünya Okyanus Günü vesilesiyle, denizlerin ve su kaynaklarının korunmasına yönelik sorumluluklar yeniden gündemde. Marmara Denizi’nde müsilaj riski yeniden yükseliyor. Trakya’da yeraltı suları alarm veriyor. İzmir’de ise kişi başı kullanılabilir su miktarı 1.000 m³’ün altına düşmüş durumda.
Öte yandan, ileri düzey arıtma, geri kazanım ve bütüncül çevre yönetimiyle hem su stresinin kritik eşiklere dayandığı bu üç bölgede çözüm sağlamak hem de ülkemiz genelinde su tasarrufu, çevresel kirletenlerin azaltılması, su ve toprak geri kazanımı gibi önemli başarılar elde etmek mümkün.
Endüstriyel Tesislerde, Konutlarda, Yaşam ve Hizmet Alanlarında Su Döngüselliği
Kazancı Çevre Tekniği Genel Müdürü Artun Kazancı, suyun döngüsel kullanımının hem çevresel sürdürülebilirlik hem de işletmeler açısından stratejik bir kazanım sunduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Atıksuların yalnızca arıtılması değil; geri kazanımı, geri dönüşümü ve yeniden kullanımıyla tüm alanlarda ölçülebilir fayda sağlamak mümkün. Rielli markamızla sanayi tesislerinde, konut projelerinde, turizm yapılarında, AVM’lerde ve hizmet alanlarında uyguladığımız sistemlerle, hem su tüketimini ciddi oranda azaltıyor hem de çevresel etkiyi minimize ediyoruz.”
Artun Kazancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rielli markamız, 30 yılı aşkın deneyimiyle bugün 6 kıtada ve 80’i aşkın ülkede tercih ediliyor. Endüstriyel tesislerde yüzde 90-95’e varan oranlarda atıksu geri kazanımı sağlarken, konutlarda ve sosyal yaşam alanlarında gri su sistemleriyle yüzde 40’a varan su tasarrufu elde edilebiliyor. Bu yatırımlar çoğu projede 8-12 ay gibi kısa sürelerde kendini karşılıyor. Su maliyetlerinin yüksek olduğu bölgelerde bu süre daha da kısalabiliyor. Rielli, ileri düzey arıtma teknik ve teknolojilerinin Türkiye’de öncü uygulayıcıları arasındadır. Kokusuz ve leke bırakmayan geri kazanılmış su üretimini mümkün kılıyoruz. Deniz suyundan içme suyu elde etme tesisleri konusunda da kendi segmentimizde Türkiye’nin önde gelen üretici ve ihracatçılarından biriyiz. Çözümlerimizi, konutlar, ticari işletmeler, sosyal binalar ve benzeri kullanım alanları için ergonomik tasarımı, kullanım kolaylığı, online takip, ekonomik işletme giderleri ve yaygın servis ağı gibi özelliklerle birleştiriyoruz.”
Artun Kazancı, çevresel yatırımların artık yalnızca regülasyonlara uyum değil, aynı zamanda stratejik bir büyüme unsuru haline geldiğini vurguladı. Rielli’nin sunduğu ileri arıtma sistemleri, üretim süreçlerini dönüştürüp maliyet düşüşleri sağlananın yanı sıra, uluslararası ESG standartlarına uyum sağlayarak sanayi kuruluşlarının küresel tedarik zincirlerinde rekabet gücünü de artırıyor.
Mikroplastiklere Dur Demeliyiz
Mikroplastiklerin tüm canlılığa tehdit oluşturduğunu vurgulayan Artun Kazancı, “Plastik yaygın üretim olarak 1950’lerden bu yana, yani 75 yıldır hayatımızda. Bu kısa süreçte 6 milyar tondan fazlası çöpe dönüşen, 8 milyar tonu aşan bir toplam üretim hacmi söz konusu. Plastik atıkların Pasifik Okyanusunda, Türkiye’nin iki katı büyüklükte bir 7inci kıta oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Mikroplastikler ise bundan çok daha yakın bir tehlike oluşturuyor. Bilimsel araştırmalar, denizlerimizdeki balıkların yüzde 40’ından fazlasında mikroplastik varlığını gösteriyor. Bu konuda tüm dünyada farkındalık artıyor, önleyici tedbirler çoğalıyor. Tüketimden üretime her alanda, yapabildiğimiz her noktada mikroplastiğe dur demeliyiz. Ağırlıklı olarak endüstriyel atık su geri kazanımında kullandığımız Rielli ultrafiltrasyon cihazlarımızda su, 0,01 mikron (milimetrenin 100 binde biri) hassasiyetteki özel bir membrandan geçirilerek askıda bulunan tüm partiküller tutulur. Bu sayede virüsler dahil en küçük parçacıklardan dahi arındırılmış su elde edilir. Rielli UF sistemlerimiz, atık suyun geri kazanımında kullanılabileceği gibi çoğunlukla içme suyu arıtımında ve su şişeleme tesislerinde kullanıma da uygundur” şeklinde konuştu.
Bakteriyel Çözümlerle Su Arıtımı, Su ve Toprak Remediyasyonu
Bakteri kültürlerinin, atıksu arıtımında ve bunun yanı sıra, doğal yollarla su ve toprak geri kazanım işlemlerinde de kullanılabildiğini vurgulayan Artun Kazancı, “Microlife markamızla sunduğumuz Bakteri Kültürleri, düzenli kullanımda su arıtma tesislerinin hem daha hızlı devreye alınmasına olanak verir hem de verimliliğine önemli katkı sağlar. Biyogaz üretimini ve anaerobik arıtma verimliliğini artırır, toksik endüstriyel atıkların arıtılmasında karşılaşılan sorunları giderir ve toksik şokları önler. Microlife DCB serisi biyoremediasyon ürünlerimiz ise, su ve toprak geri kazanım işlemlerinde yaşamın oluşumunu desteklemek için ortamın doğal dengesinin korunmasını sağlar; su ve toprak atıklardan arındırılarak yaşam oluşumuna elverişli hale getirilir. Microlife DCB serisi biyoremediasyon ürünleri, atık saçılmalarıyla kirlenmiş toprak ve suyu geri kazandırır. Hidrokarbonla kirlenmiş toprağın arıtılmasını sağlarken, kanalizasyon şebekelerinden kaynaklanan tıkanmaların ve kötü kokuların, göllerde, lagünlerde ve akan sularda ötrofikasyonu önler, kentsel katı atıkların kompostlaşma sürecini hızlandırır. Microlife bakteri kültürlerimiz, tarımsal ve sanayi kaynaklı atıkların doğaya zarar vermeden bertaraf edilmesi için de kullanılabilir” şeklinde konuştu.